Andolsun ki; Nuh'u milletine gönderdik aralarında dokuzyüzelli yıl kaldı. Sonunda onlar haksızlık yaparken tufan onları yakalayıverdi. Ama biz Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.
ANKEBUT SURESİ 14-15
Nuh milletinide, peygamberleri yalanladıkları zaman suda boğduk ve kendilerini insanlar için ibret kıldık. Zalimlere can yakıcı azab hazırlamışızdır.
FURKAN SURESİ 37
Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. Sonra da geride kalanları suda boğduk. Doğrusu bunda bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır.
ŞUARA SURESİ 119
Onu yalanladılar, bizde onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk, çünkü onlar kör bir milletti.
ARAF SURESİ 64
Onu yalancı saydılar ama biz onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Uyarılanlardan söz dinlemeyenlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak!
YUNUS SURESİ 73
Nuh'a senin milletinden, inanmış olanlardan başkası inanmayacaktır. Onların yapageldiklerine üzülme, nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. "Haksızlık yapanlar için bana başvurma, çünkü onlar suda boğulacaklar" diye Allah tarafından vahyolundu.
HUD SURESİ 36-39
Buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynamaya başlayınca, "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan, çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmıştı. Allah; "oraya binin, yürümesi ve durması Allah'ın ismiyledir, Allah bağışlar ve merhamet eder" dedi.
HUD SURESİ 40-41
Bizde bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık, her iki su takdir edilen bir ölçüye göre birleşti. Onu tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik. İnkar edilmiş olan Nuh'a mükafat verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.Andolsun ki; Biz o gemiyi bir ibret olarak bıraktık, öğüt alan yokmu dur?
KAMER SURESİ 11-16
Allahu alem bu ifadeler geminin bir gün bulunacağına işaret olabilir!
Yere; "suyunu çek!" ğöğe de; "Ey gök sende tut!" denildi. Su çekildi, işde bitti, gemi Cudi ye oturdu. "Haksızlık yapan millet, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi.
HUD SURESİ 44
Onlar günahları yüzünden suda boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'tan başka yardımcı bulamadılar. Nuh dedi ki; "Rabbim! Yeryüzünde hiç bir inkarcı bırakma! Doğrusu sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar, sadece ahlaksız ve çok inkarcıdan başkasını yetiştirmezler. Rabbim! Beni, anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla! zalimlerinde yalnız helakini artır!
NUH SURESİ 25-28
Ey insanlar! Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.
HAKKA SURESİ 11-12
Nuh un gemisi,
Kuran-ı Kerim e göre; Cudi Dağında,
Tevrat a göre; Ağrı Dağında,
Sümer ve Babil e göre; Gordiyon Dağında,
Asur-Babil e göre; Nizar Dağında,
Yunanlara göre; Pernasos Dağında,
Sataptaha, Brahma ve Mahabharata göre; Himavat Dağında,
Aztek-Toltec kültürüne göre; Colhuacan Dağında,
İnkalara göre; Villcacoto Dağında bulunmaktadır.
Günümüzde Tevrat ında etkisi ile, Nuh un gemisinin Ararat (Ağrı) dağında bulunduğu genel kabul görmüş ise de; bu durum aşağıdaki gerekçeler ile mümkün gözükmemektedir;
a) Ağrı çevresinde hiçbir zaman zeytin ağacı bulunmamaktadır. Halbuki Tevrat ta gemiden salınan güvercinin ağzında zeytin dalı ile geri döndüğü söylenmektedir.
b) Ağrı Dağı nın 5000 m yüksekliğine kadar su çıkabilmesi için tüm dünyayı kapması gerekli 150*1016 ton suya ihtiyaç vardır. Halbuki tüm dünyanın ağırlığı 100*1021 ton olmakla, böyle bir su kütlesi dünya atmosferinde hiç bulunmamıştır.
Kuran-ı Kerim de ise, geminin Cudi ye oturduğu yazılıdır. Cudi Dağı sıralı birçok dağın ortak adıdır. Bir tek dağdan bahsedilemez. Fakat bu dağın hangisi olduğunu bilebilir miyiz...
Taberi kitabında Hz. Nuh kavmini tarif ederken,
Biyurasp a tabi olduklarını anar ki, bu zat Sabiliği ilk önce yayan bir kimsedir. Hz. Nuh un peygamber olarak gönderildiği kavimde ona tabiiyet etmiş bulunuyordu. der.
Bilindiği gibi Sabiliğin merkezi Urfa dır. Ay ve Güneş e tapınılan bu dinde, aşağıda açıklanacağı gibi bir birlik unsuru mevcuttur. Taberi nin bu ifadesinden Nuh kavminin Urfa civarında yaşadığını söyleyebiliriz. Allah ın emri üzerine (en çok kabul edilen ölçülerde) uzunluğu 80-eni 50-yüksekliği 30 arşın olarak Ardıç ağacından içi ve dışı zift ile sıvalı üç katlı bir gemi yaptı. İçine hayvanlardan birer çift, üç oğlu, ve üç gelini ve kendisine iman eden (bir rivayete göre 6, diğerine göre 73) mümin bindirdi ve yanına Hz. Adem in naaşı ile Hz. Havva nın (tennur) fırın taşı nı aldı. Taberi ye göre; Hz. Nuh gemide yerleştikten sonra büyük çukurun çeşmeleri kaynayıp, akmaya başladı, göğün kapıları açıldı.. taşan sular her yanı kapladı...
Hz. Nuh ile Yasef arasında Kısası Enbiyadaki bir konuşma dikkatimi çekti; Yasef bir fikir ileri sürdü; Tufan ın en büyük ispatı, gemidir. ..Ey babam Onu hiçbir zaman parçalamayalım. ...Olduğu gibi bırakalım...
Hz. Nuh cevaben; Bende aynı fikirdeyim... hatta oğullarımıza yerini kesinlikle söyleyelim ki, yüzyılların ötesine erişebilsin...
Yasef şaşırarak sordu; O zamana kadar sağlam kalır mı...
Hz. Nuh cevaben; Buradaki iklime bakılır ise, ÜZERİNE ÇOK ŞEY YIĞILIR...
Bu yazıma göre aranması gereken, bir dağdaki tepeciktir.
Tekvin 10. Bab 9-10 cümlede; Nuh un ailesi sayılır; Hz. Nuh un oğlu Ham, onun oğlu Kuş ve Kuş un oğlu Nemrud...
Bir anda aklımda yeni bir fikir belirdi; NEMRUD DAĞI...
Olabilir mi.. Gemi Nemrud ta olabilir mi...
Yörenin tarihçesini araştırdığımda şaşırdım.... Nemrud Dağının yakınında, değişik isimli köyler kurulmuştu. Yediler köyü yada Seksenler köyü gibi.. Bu rakamlar Hz. Nuh un Tufan efsanesinde geçen rakamlar idi. Nuh, üç oğlu ve üç gelini 7 kişi eder. Hz. Nuh un ailesi (7 kişi) ve iman eden 73 kişi toplamı 80 kişi eder. Köy isimleri kökenleri budur.
Ayrıca Nemrud Dağında, üç genç kadın ve üç genç erkek ile bir yaşlı adam heykeli vardır. Yaşlı Hz. Nuh ve üç oğlu (Ham, Sam ve Yafet) ile üç gelini. Hz. Nuh un eşi yoktu, çünkü iman etmediği için gemiye binmemiş ve boğulmuştur. Bu anıt, tarihsel olarak yenidir. Komagene Krallığına aittir. Bu doğaldır. Taşlardan yığılı höyük, eski bir dönemden kalma olabilir. Fakat Komagene Kralı Antikos, Tanrılara yakın olmak için, anıt mezarını (ademin naşının yanına ve geminin içine) yapmak istemiş olabilir. Mısır tarihinde bir çok anıtın üzerindeki isimlerin silinip, yeni Firavunların adlarının yerine yazıldığı ve böylece o anıtı kendilerinin yaptığını iddia ettikleri görülmüştür. Aslında yadırganacak bir durum değildir.
Hz. Nuh un naaşı, gemi ve diğerleri ile birlikte buradadır. Burası insanlık tarihinin en büyük anıtsal mezarı ve her dinin (tufan hikayesi tüm inançlarda vardır ve Hz. Nuh ve benzerleri tüm dünya mitlerinde mevcuttur) kutsal yeridir.
Aynı yerde dişi ve erkek olarak canlandırılmış çifter kartal ve aslan figürleri vardır. Aslan yeryüzünün, kartal gökyüzünün hakimidir.
150 metre boy, 50 metre eninde bir höyükte ne olabilir... Ortalama 135 metre boyunda 22 metre eninde bir gemi...
Tarih boyunca, (Ağrı Dağının aksine) çevrede zeytin ağacının bulunması rastlantı olabilir mi... Yada 2150 m yüksekliğine göre, daha az bir taşkınla geminin dağa oturması mümkün olabilir.
Sümer tabletlerine göre; Hz. Nuh, gemiden iner inmez Tanrı ya sunak hazırladığı ve yakarak bir kurban sundukları söylenir. Böylece Tanrıların öfkesi dinmiş ve İnsanoğlu nu bağışlamıştır. Nemrud Dağında, höyüğün önünde büyük bir sunak vardır. Belli ki, burada yılın belirli dönemlerinde Tanrı ya kurban sunulmaktadır. Bu kısımda, efsanelere uymaktadır.
Nemrud Dağı, Kuran-ı Kerim de geçen Cudi Dağları silsilesi içinde yer almaktadır.
Nemrud Dağında üzerinde 19 yıldız bulunan bir aslan kabartması vardır. Bunlar yıldız ise, burçları temsil ediyor olmalıdır. 9 yıldızlı kova burcu ile 10 yıldızlı aslan burcunu üst üste koyarsanız, Nemrud Dağındaki 19 yıldızlı kabartmayı elde edersiniz.
Buradaki anlam ne olmadır... Günümüzde aslan burcu kuzey yarım küreden, kova burcu güney yarım küreden göründüğü anda, ama aynı anda tam ters açılarda bulunur. Diyelim ki, gemi Nemrut Dağına gelmeden önce, yani Tufan olayı olmadan önce, Kuzey yarım kürede bulunan bir kişi gökyüzünün aynı yere baktıklarında kova burcunu görür iken, dünyaya bir göktaşının çarpması sonucu kuzeyin güney, güneyin kuzey olduğunda, aynı noktadan, an gün bakıldığında, bu sefer kova burcunun yerinde aslan burcu görülür... Sonraki yıllarda aynı zaman ve aynı yerde devamlı aslan burcu görüldüğünden son figür aslandır, fakat üzerinde kova ve aslan burçların üst üste gelmiş olmasını simgeleyen 19 yıldızlı simge vardır.
Tufan olayının oluşmasında en büyük etken olarak gününüzde göktaşı çarpması görülür.Eğer bir gök taşı Hint okyanusuna çarpmış ve tusunami etkisi ile dev dalgalar güneyden kuzeye tüm dünyayı sarmış ve şiddetli çarpmanın etkisi ile güney kuzey, kuzeyde güney olmuş ise, bu devinim içinde dev dalgalar yer yüzünü sarmış ve güneyden kuzeye gemiyi Cudi Dağının bir kolu olan Nemrud Dağı na oturmuştur. Orta Asya Yakutlarında dünyanın kutuplarının ters dönmesini anlatan hikayeler mevcuttur. Gemiyi, 2150 metre yukarıya kadar çıkaracak bir yağmura ihtiyaçta yoktur. Aranan Hz. Nuh un gemisi, Hz. Ademin naaşı, Hz. Havva nın ilk ekmek yaptığı taş fırın; Nemrud Dağındaki höyüğün içindedir.
Sonunda sıra geldi Nuh�un Gemisi ve Cudi Dağı Topiğinin en önemli fotoğrafına :
İşte Cudi Dağının, Nuh�un Gemisi�nin durduğu rivayet edilen Tepeciğinin 1909 yılı MAYIS
Ayındaki hali! Fotoğraf, 1909 Mayısında İngiliz Tarihçi-Gezgin Gertude BELL hanımefendi
Tarafından çekilmiştir.Burası yaklaşık 500 metrekarelik bir düzlük olup, dört etrafı ise eğimlidir.
Binlerce yıldır kutsallık izafe Edildiğinden ötürü etrafı siyah bazalt bir duvar ile çevrili. Her yıl Temmuz
Ayının ilk yarısında Ziyarete Giden insanların soğuktan korunması için üstüne derme çatma yapılan çatı kalıntıları Farkediliyor. Öyle ya , yükseklik 2089 metre . Buranın Geminin durduğu yerden ziyade, Nuh Peygamber�in (a.s.) ilk mescidi veya ilk evi inşa ettiği nokta olduğu da söylenir.
Duvarı en son gören Molla Abdülkerim ÖZERVARLI, 1956 yılında harap halde gördüğünü
Bizzat bana 2005 Ağustosunda Sultanbeyli�de müştereken misafir olduğumuz bir doktor arkadaşımızın
Evinde anlattılar. Yıllardır asayiş sorunları yüzünden Cudi�nin zirvesine çıkılamıyor o yüzden buranın
Son halini bilemiyorum. Beni de doğduğum Mayıs 1959 yılında henüz Kırk günlük iken merhum babam
Ve Annem bu zirveye kadar çıkararak ziyaret etmişler.
Bu fotoğraf, Nuh�un Gemisi ile alakalı olan Türk Dünyası kaynaklarınca bugüne kadar hiç
Kullanılmadı. Hiçbir kitapta bugüne kadar yer almadı ve yayımlanmadı.Sanırım bu çok ama çok
önemli 1908 tarihli Tarihi Fotoğraf-Tarihi Belgenin İlk Defa Donanım Haberde Yayımlanması,
DH için bir kazanımdır, bir övünç kaynağı ve benim için de sevinç sebebidir Velev Gertrude Bell koleksiyonunda ilgililerince biliniyor olsa bile DH TARİHİNE NOT DÜŞÜLMELİDİR.
Gertrude BELL
Fotoğraflar, Yukarıda görünen ve 1900'ün başlarında tüm Osmanlı Toprağını karış karış gezip
fotoğraflayan Gertrude Bell adlı İngiliz kökenli bir kadın tarafından çekilmiş! Gertrude Bell,
yanında İstanbul Yönetiminin resmi muhafız olarak verdiği tek askerle onyıllarca Anadolu,
Irak, Arap toprakları ve Hindistan ile Pakistan'ı gezerek fotoğrafladı. Yüz yıl önceki Osmanlı
Dünyasının şimdi varolan olmayan neredeyse tüm tarihi eserlerini belgeledi. Yıllar sonra da
İngiltere'nin Bağdat Büyükelçisi oldu.
Yukarıdaki fotoğraf da aynı yerde, aynı tarihte yine Gertrude Bell tarafından çekilmiş.
Arka planda tarihi Nuh mescidi ya da evinin duvar kalıntıları görülmekte�
En sağda ayakta Osmanlı askeri (Ayakta duruşu ne kadar fotojenik olmuş :)
Ortada, Cudi�deki Katolik Kösreli Köyü din Adamlarından Biri ve bir Katolik köylü
Yurttaşımız Zirvede oturuyorlar. Fotoğrafı da Gertrude Bell çekmekte tabii.
Artık sanırım topiğin sonuna geldik.
Elbette, Nuh�un Gemisi ve söylencesi, kıyamete kadar tartışılacak
Ve içerisinden beşer tarihi için ibretli olduğu kadar merakaver yapısı da söylenecektir.
Yapılacak araştırmalardan gemisinin bulunmasını beklemek ne derece mantıklı bilmiyoruz ama,
Kuran-ı Kerim, O�ndan mutlaka bir işaret bırakılacağını bizlere emretmiştir..
Bu işaretin Gemi olması da şart değil elbette, şu harabenin fotoğrafı da bir işaret değil midir!
Bu vesile ile konuyu okuyan, ilgi duyan ve katkı sunan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Cudi ve Nuh için lütfen gelecek yıllarda asayiş de tam sağlanınca
Değerli araştırmacılarımız Cudi Dağı�na ilgi duysunlar.
Amerikalılar yüzlerce kez Hristiyan-Ermeni söylenceleri adına Ağrı�ya tırmanırken
Biz kendi ülkemizde kendi dinimizin kaynaklarını araştırmak adına bir kez bile Cudi�ye
Bilimsel bir ziyaret yapamayan ülkemiz adına üzülüyoruz.
Dileriz önümüzdeki yıllarda bu eksiklik de giderilir.
Tüm Donanım Haber ailesine selam ve dua ile.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder