Allah boş şeyler yaptırmaz
Müslümanlar
kurban kesmeyi İbrahim as’ın anısına yapıldığını düşünür, sembolik ve
içi boş bir ibadet olduğuna inanır. Bu yıl acaba kurbanımı nereye
versem, hatta gariban bir hayvancık ölmesin, bunun bedeli neyse ben
parasını bir yere vereyim denilip geçilir. Kurban ibadetin ne olduğu,
neyi amaçladığı, ne için indirildiğini ve hayatımıza nasıl bir katkıda
bulunduğunu hiç ama hiç bilmeyiz. Şimdi kendinize şu soruları sorun,
bir; Allah boş şeyler ile uğraşır, insanları uğraştırırmı? Tabiiki
hayır; “ve onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar“ (Mü'minun Süresi, 3). İki; nefis, şeytan, iş, eş ve akraba, dostlar; Allah bizleri imtihan etmek için bunlardan daha fazla yük omuzlarımıza bindirirmi; tabiiki bindirmez. İnsanoğlu yeterince sınanmakta, nefiş şeytan, iş ve eş bunların
her biri zaten hayatınızı yeterince sınar. Özetleyelim; Allahın
indirdiği ibadetler ne sizleri sınamak ne de sizleri boş şeyler ile
oyalamak için yeryüzüne indirildi, ibadetleriniz hayatınızı
kolaylaştırmak, sıkıntılarınızı gidermek için var edildi. Bu ibadetler
hayatımızı nasıl kolaylaştırır, nasıl bizleri sıkıntılarımızdan
kurtarır, bunun araştırmasıda bizlere bırakılmış. Örneğin; kurban
ibadeti! Kurban ibadetin bir görünen yüzü var; fakirlerin et yüzü
görmesi, akrabaları bir araya getirmesi, farzlara sadık olunduğunu
göstermesi gibi birde görünmeyen yüzü. Kurban ibadetin gizemi görünmeyen
boyutta yatar; bu yazımız ile dünyada bir ilk olarak bizler sizlere
kurban ibadetin asıl amacını, ne için yeryüzüne indirildiğini
açıklıyoruz, umarız yazımızdan ilham alır ve bir sonraki kurban
ibadetlerinizi daha şuurlu yerine getirirsiniz; sizlere hayırlı ve
aydınlatıcı okumalar dileriz.
Kurban ibadeti üç temel unsür içerir, bunlardan birisi birinen verilen SÖZ diğeri CAN üçüncüsü ise SİHİR.
Kurban ibadeti üç temel unsür içerir, bunlardan birisi birinen verilen SÖZ diğeri CAN üçüncüsü ise SİHİR.
1- Kurban ibadeti ve birisine verilen SÖZ
Kurban
ibadetin bizlere aktardığı temel mesajlardan biri; verdiğiniz sözü
yerine getirmektir! Hz. İbrahim as ahdini yerine getirmek üzereyken
gökten oğluna karşılık bir kurbanlık indirilir. Allahu Teala; ey İbrahim
ahdini yerine getirdin, oğlunu sana bağışladık diyebilirdi ama demez
illa kan akıtılmasını, bir kurban kesilmesini ister. Neden; çünkü Hz.
İbrahim Allah'a bir kurban sözü verir, Allah’ta verilen bu sözün yerine
getirilmesini bekler! Ahit Allaha bir canı kurban etmekti, Allahu
Tealada bir canın kurban edilmesini ister. Bu kurban İsmail as
olmayacaksa ona bedel bir kurban olmalı denilir ve bir koç indirilir.
Bir koç bir İsmail as'a bedel olabilirmi? Bu koç Adem as’ın oğlu
Habil’in Allaha sunduğu kurban olursa, bin yıllarca melekler katında
otlanırsa bedel olur! Kurban ibadetinden çıkaracağımız ilk ders; kime
söz verdiyseniz o sözü mutlaka yerine getirin ve tutamayacağınız sözleri
asla vermeyin! Örneğin; hz. Eyüp hastalık süreci içinde bir olay yaşar
ve bundan dolayı hanımına yüz sopa vuracağını söyler. Hastalık sürecinde
çok vefalı davranan hanımına verilen bu sözü Allahu Teala
bağışlayabilirdi ama bağışlamaz, Allahu Teala bir hafifletme getirir,
sopa yerine yüz başak sapından bir demet çözümünü sunar ama sonuçta
hanımı sopa ile vurulmaktan kurtulamaz (Sad Süresi, 44).
Allah'ın Peygamberleri bile verdiklere sözden kaçamamışlar, verdikleri
sözleri yerine getirmeleri beklenmiş. Bu, Allahu Teala için o kadar çok
önemliki bunu farklı Ayetlerde anma ihtiyacı duyar; “... verilen sözü de yerine getirin. Şüphesiz verilen söz, sorulacaktır” (İsra Süresi, 34). “....Allah'a verilen söz, mutlaka sorulur” (Ahzab Süresi, 15).
“Bir de anlaşma yaptığınızda, Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin.
Allah'ı kendinize kefil kılmışken, sağlamlaştırdığınız yeminleri
bozmayın. Şüphe yok ki Allah, ne yaparsanız bilir” (Nahl Süresi, 91).
- Allahu Teala birine verilen SÖZ üzerinde neden bu kadar hassas durur?
Söz
ağızdan çıkan kelimelerden ibaret değil, söz ağızdan çıktığından Allahu
Teala bunu levh-i mahfuza yani kader kitabına işler, bunu yazılı bir
anlaşma haline getirir. Söz hangi güne verildiyse o gün o kişinin
rızkına o söz eklenir. Eğer o söz o gün yerine getirilmezse o kişinin
rızkı o gün kısa düşer, Allahın rızık dağıtımı aksar, o kişi sıkıntı
yaşar ve bundan dolayı Allahı suçlar Allahın rezzak sıfatını sorgulamaya
başlar. O yüzden lütfen tutamayacağınız sözü vermeyin ve ileri bir
tarihe söz verirken her zaman “Allah izin verirse” kelimelerini
cümlenize ekleyin. Bu şekilde son sözü, takdiri Allaha bırakmış olur vebale
girmekten kurutulursunuz; “hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında:
"ben yarın onu yapacağım deme" “ancak Allah dilerse (yapacağım de). Ve
unuttuğun vakit Allah'ı an ve "umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın
olana eriştirir, de” (Kehf Süresi, 23-24).
Kurban ibadetinden çıkarmamız gereken ilk ders; tutamayacağınız sözleri
vermeyin, bu Allah katında çok çirkin bir hareket olarak görülür, yer
ve gökte düzeni bozan bir davranıştır. Günümüzün çağında sizce
Müslümanlar verdikleri sözlere ne kadar sadık? İşte bu Müslümanlar
kurban ibadetini yerini getirir ama o kurban ibadetin ne için
indirildiğini bilmez!
2- Kurban ibadeti ve bir CAN hakkını kazanmak
Kurban
ibadetinden çıkaracağımız ikinci mesaj ise; kurban demek hayat
demektir. Bazı bilgisayar oyunlarında olduğu gibi kurban ibadeti size
yedek CAN verir. Kaderinizde belirli bir gün bir kaza veya bela
yaşamanız, hayatınızı yitirmeniz öngörüldüyse siz kurban ibadeti
sayesinde bir can hakkınızı kullanır, o belayı bir yara izi almadan
atlatabilirsiniz. Bunu açalım; Allahu Teala herhangi bir kan akıtılmadan
hz. İbrahim'in verdiği sözü yerine getirilmiş sayabilirdi ama bunu
yapmaz, kan akıtılmasını ister. Neden? Allahu Teala bir sorun ile onun
çözümü arasında ilmi bir bağlantı yaratır ve çözümün her defasında,
istisnasız o kurallar doğrultusunda gerçekleşmesini ister. Sorun;
Allah'a bir söz verilir, bu söz bir can bağışıdır ve levh-i mahfuzda
kağıda alınır, yani bir söz ağızdan çıktığı an o kişinin kaderine
işlenir. Allahta kadere işlenenlerin mutlaka yaşanılacağını söyler;
“..Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir” (Ahzab Süresi, 38). Ortada
bir sorun var, nedir bu sorun; belirli bir tarihte ölüm veya kaza
yaşamanız takdir edildi. Çözümü var mı? Var; ölüm veya kaza vakti
geldiğinde bunu geri dönüşümü olmaz, ama gelmeden levh-i mahfuzda yazılı
olanı lehinize çevirebilirsiniz; “….her şeyin vakti ve süresi yazılıdır.” “Allah dilediğini siler, dilediğini sabit bırakır; Ana Kitap O'nun katındadır” (Rad Süresi, 38-39). Demek yazılı bir şeyin silinişi mümkün. Nasıl silebiliriz? Orada yazılı olana eş değer bir şey ile; yardıma
yardım, bağışa bağış, kan’a kan. Bir insana ne yaparsanız, Allahtan ne
isterseniz Allaha ona eş değer birşey sunmalısınız; "..hür'e hür, kadına
kadın, köleye köle (Bakara Süresi; 178). Eğer siz
canınızı kurtarmak istiyorsanız, Allaha başka bir can sunmalısınız!
İnsanı öldürmek haram olduğu için, Allahın kabul ettiği tek can size
helal olan hayvanların canları; "hayvanlarıda o yarattı, onlarda sizi
ısıtacak şeyler ve bir çok faydaları vardır. Onların etlerinide
yersiniz." (Nahl Süresi; 5).
Hayvanlar sadece sizlerin yükünü taşımak, et/süt ve derilerinden
faydalanmak için var edilmemiş, onlar ayrıca sizlere CAN hakkı
kazandırır. Nasılmı;
vejeteryanlar,
hayvanların kendilerine CAN hakkı kazandırdığını bilmiş olsalar,
herkesten önce onlar hayvanları boğazlar ve etini yerdi çünkü onlar
hayata ve yaşama diğer insanlardan daha düşkün!
Bizler
kendi ellerimizle kendimizi nice farklı sıkıntılara sokarız, bu
sıkıntıların arasında ama en önemlisi canımıza gelebilecek hasar. Kurban
ibadeti işte tam burada devreye girer, kurban ibadeti canınıza
dokunabilecek belaları başınızdan uzaklaştırır. Eğer
hayatınızın belirli bir döneminde bir kaza geçirmeniz takdir edildiyse,
bir kurban keserek siz bunun önüne geçebilirsiniz. Kim bunu istemez,
kim bilgisayar oyunları gibi yedek CAN veya KALKAN İSTEMEZ? Bu mümkünmü,
levh-i mahfuzda yazılı kaderiniz ile yeryüzünde akıtılan bir kan
arasında bilimsel bir bağlantı varmı? Var ve olması gerekiyor, çünkü
tarihte ne zaman bir can bağışlanması gerekiyorsa veya bir ölü ayağa
kaldırılması gerekiyorsa Allah başka bir can'ın kurban edilmesini
emrettiğini görüyoruz. Örneğin; hz. Peygamberimizin sav dedeside hz.
Peygamberimizin sav babasını kurban edeceğine dair Allaha söz verir ve
onada bu sözleşmeden kurtulabilmesi için kurban kesmesi söylenir. İnsan
farklı tarihlerde aynı sorun ile karşı karşıya kalır, Allahın sunduğu
çözüm yoluda hep aynı olur, bu bizlere sorun ile çözüm arasında bilimsel
bir bağ olması gerektiğini gösterir. Bilim nedir diye sorarsanız,
bilimin en temel açıklaması; aynı malzeme ve ortamda elde edilen
sonuçların her defasında
tekrarlanabilinmesidir. Eğer bir sorun hep aynı uygulama ile çözüme
kavuşturuluyorsa, bunun altında bilimsel gerçek yatar. Allahu Teala'da
istisnasız her defasında bir CAN karşılığı o CAN’ı bağışlar. Örneğin;
Yunus as'ın öyküsünde, gemide olanların canları Yunus as kurban edilerek
yani denize atılarak bağışlanır ve o fırtınadan sağ salim kurtulurlar
veya Hızır as ve Musa as'ın yolculuğunda bir çocuk ölüdürülürki Allah
daha hayırlısını o anne ve babaya bağışlasın (Kehf Süresi- 74,81).
Peygamberler tarihine baktığımızda bizler farklı dönemlerde bir kişinin
can'ı farklı bir can'ı adak vererek bağışlandığını görüyoruz. Sizlere
daha çarpıcı bir örnek verelim, bir kurbanın başka birisine nasıl HAYAT
verdiğine yönelik; Musa as döneminde bir cesed bulunur ve iki kabile
birbirini suçlar; birisi biz öldürmedik der, diğeri biz öldürmedik der
ve olay Musa as taşınır. Musa as tarafları dinler, ilahi bir vahiy alır
ve israiloğullarına bir inek kesmelerini emreder. İsrailoğulları ineği
kesmemek için bahaneler arar, bu ineği bize tarif et, nasıl özellikleri
olması gerek gibi Musa as’dan bilgi isterler. Kesilmesi gereken inek
onlara tarif edilir ve inek bulunur, kesilir. Musa as kurbanın bir
parçası ile ölü adama vurun der ve bu yapıldığında ölü adam canlanır ve
kimin kendisini öldürdüğünü söyler (Bakara Süresinin 67-73).
Bu hadise bizlere bir kurbanın birine nasıl CAN kazandırdığını çok net
anlatır. Dikkat ederseniz bu yazımızda diğer yazılarımızdan daha fazla
Ayetlerden örnekler veriyoruz, bunu olayı anlamanız için yapıyoruz,
umarız kurban ibadetin altında yatan hikmeti anlar ve bir sonraki kurban
adağınızı daha bilinçli ve şuurlu yerine getirirsiniz.
- bir CAN’a karşı bir HAYAT
“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı....” “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır....” (Bakara Süresi, 178-179).
Ayet çok net, yoruma açık değil; Allahın emrettiği şekilde suçlu bir
CAN'ı alırsanız Allahu Teala karşılık olarak başka bir zaman ve mekanda
suçsuz bir CAN'ı size bağışlar ve Ayetin dediği gibi ortaya bir HAYAT
çıkar. Bazılarınız 50 yıl boyunca kurban keser ve sadece bir CAN
kazanır, bazılarınız ise kurban ibadetin altında yatan hikmeti bilir,
ibadeti o samimiyet içinde yapar ve her yıl bütün aile fertlerine birer
ekstra CAN kazandırır. Özetleyelim; tarihin farklı çağlarında Allahu
Teala bir CAN’ın bağışlanmasına karşın bir CAN talebinde bulunmuş,
benden bir can istiyorsanız bana bir can göndermelisiniz demiş,
istisnasız. Bir çağda bir şey, farklı bir çağda farklı bir çözüm değil,
insan tarihin farklı dönemlerinde insanoğlu bu sorunla karşılaşmış
Allahta çözüm olarak hep aynı yolu göstermiş. Eğer siz bir sorunun
çözümünde hep aynı yolu kullanıyor ve hep aynı sonuca varıyorsanız, o
zaman sorun ile çözüm yolu arasında bilimsel bir bağ yatması gerek.
Nedir bu bağ?
- Sorun ile çözüm arasındaki bağı ruh kurar!
Kurban
ibadetin sırrı ruhta yatar. Sorun yeryüzünde, çözümü ise Allah katında.
Allah katına çıkabilecek tek güçte ruhtur! Not: Peygamberimizin sav
fiziki hali ile Allahın huzuruna çıkması bir mucize, istisnadır! Ruh,
Allah katına nasıl çıkabiliyor? Ruh'u bütün canlılardan farklı kılan,
ruh'un bizzat Allah'ın bir parçası, Allahtan yaratılmış olmasıdır. Yani
evrende canlı olan tek Allahtır, bizler ise sadece Allahın bir emaneti,
Allahın bir parçası (ruh) ile ayaktayız. Allah görmenin koklamanın ve
yaşamın tadını başkalarında çıkarmasını arzulamış ve canlıları ilk
heykel olarak var etmiş, sonrada kendi ruhundan üfleyerek onlara hayat
vermiş; “sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan
üflemiştir...!” (Secde Süresi; 9). Meleklerin bile
çıkamadığı bir yere yani Allah katına, bizler o katta var olan birşeyi
(levh-i mahfuz) nasıl değiştirebiliriz; elinizde mucize yok ise, bunu
anca o kattan gelen birisi ile yapabilirsiniz, o da; ruh. Siz yeryüzünde
bir ruhu serbest bırakırsanız, bu sizin için Allah katına çıkıp orada
lehinize iş görebilir. Bunun içinde tabi bir canlının hayatına kıymak
zorundasınız. Hangi canlar? Masum insanların hayatların kıymak bizlere
haram olduğu için, bizler ancak Allahın bizlere helal kıldığı hayvanları
kesebiliriz. Not: Allah düzenini kurar, ilmini indirir sonrası buna
müdahele etmez. O ilmin gereğini kim uygularsa o ilimden faydalanır.
Cinler levh-i mahfuzta yazılı bir kaderin kurban adağı ile
değiştirilebilineceğini bilir ve bunu kendi lehlerine kullanmaya
çalışır, işbirlik içinde oldukları insanlara anlatır. Bilhassa şeytan, işbirliği içinde olduğu hükümdar, kahin veya büyücülere
bireysel veya toplumsal katliamlar yaptırarak, bunu sihirli kelimeler
eşliğinde yaparak Allah katına bol ruh gönderir ve ilahi kaderin önüne
geçmeye çalışır. Bu şer odakları bol kan akıtır, bunu sihirli kelimeler
eşliğinde yapar ve o serbest bırakılan ruhların Allah katında kendi
lehlerine değişimler yapmasını bekler. O yüzden biz Müslümanlar et
yerken, o şer odakların sihir ve büyülerinden etkilenmemek için o
etin kimin kestiğini çok iyi kontrol etmeliyiz; "üzerinde Allahın adı
anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin, bunu yapmak Allahın yolundan
çıkmaktır.." (En'Am Süresi, 121).
- Soru ve cevap
Bu
yazımızı okuduktan sonra kurban ibadetin ne amaçladığını anladığınızı
ümit ediyoruz, şimdi size bir soru; kurban kesmek yerine para verseniz
bu Allah katında kabul edilirmi? Cevap; tabiiki hayır. Kurban ibadeti,
bazı bilgisayar oyunları gibi bu hayat maceranızda size bir kaç CAN
hakkı kazanmanızı sağlar, başka bir can’ı kurban etmedende bu hakkı
kazanamazsınız! İnsanı öldürmek haram olduğu içinde, Allahu Teala anca
insanın hizmetine sunulan hayvanların canı’nı kabul eder, helal sayar.
Eğer para bağışı ile CAN hakkı kazanabilinmiş olunsaydı, o zaman
Peygamberimizin sav dedesine yüz deve yerine para bağışlaması tavsiye
edilir, İbrahim as’a kurbanlık bir koç yerine fakirlere dağıtmak için
bir küp altın indirilirdi! Eğer benim canım bana yeter, ne benim ne de
sevdiklerimin kaza ve belalardan korunmaya ihtiyacı var diyorsanız;
buyurun bol, bol para bağışı yapın, fakirleri doyurun, etten uzak durun.
3- SİHİR ilmi
Kurban
ibadetin içinde barındırdığı üçüncü sır ise SİHİR ilmi. Allahu Teala
yarattığı herşeyi (en küçük atomlar dahil), bunların geleceği ve
yaşayacakları olayları levh-i mahfuz adında kutsal bir kitapta kağıda
almış. Bu kitap Allah katındadır ve bunda yapılacak her hangi bir
değişim ilahi takdire bağlı, ancak Allah bir açık kapı bırakmış ve o
noktadan insanın kendisininde o içeriği yani geleceğini, yaşadığı
olayları bizzat kontrol etme ve kendi kaderini tayin etme imkanını
vermiş. Yeryüzündeki yaşamınız ile Allah
katındaki kaderinizi nasıl değiştirebilirsiniz? Bunun iki yolu var,
birisi; yaşantınız, ikincisi; sihir ile! Sihir ile naısl
değiştirebiliriz? Evren bir yazılım programı ile hareket eder, aynı bir
bilgisayar gibi; bilgisayarlar cansıztır, ama onlara bir yazılım
yüklediğiniz an o yazılım doğrultusunda canlanır ve iş görür. Evrenin
kendiside cansıztı ama kendisine ilahi bir program yüklendi ve o
programlar doğrultusunda canlandı. Bizler bu yazılıma fizik yasaları
deriz. Sihir ilmin içerdiği program bu ana işletim sistemine dıştan
yüklenebilecek şekilde tasarlanmış. Harut ve Marut isminde iki melek bu
ilmi yeryüzüne indirmiş ve bu yazılımın dağıtımını ve tanıtımını yapmış (Bakara Süresi, 102). Kurban
ibadetin sihir içeriğini biraz açalım; kurban kesme seremonisinde siz
ilahi sözler eşliğinde kan akıtarak hayvanı bi’ nevi büyülersiniz, o
hayvanın etinden yiyen insanlarda bu büyüden etkilenir. Örneğin; o
insanlar kaza ve belalar yaşayacaksa yaşayacağı gün o büyü onları sihir
altına alır ve onlar olay anı bir adım önde veya bir saniye geride
bırakılarak o kazadan kıl payı kurtulur. Kurban ibadeti ile yeryüzünde
yapılan büyüler arasındaki fark nedir? İkiside sihir, ikiside bir virus
programı gibi evrenin işletim sistemine el atar, onun içeriğini
değiştirir. Aralarındaki tek fark; sihir cinlere indirilmiş, kurban ise
insanlara. Sihir ilmini insan alemine sokanda cinler ve onların insan
işbirlikçileri. Sihir, ilahi rızık dağıtımında canlıların sağlığına
kadar herşeyi felç edebilen bir güçtür. Özetleyelim; evrenin kendisi bir
bilgisayar gibi cansız maddelerden var edilmiş, sonrası Allah buna bir
işletim sistemi yüklemiş. Evreni harekete geçiren, belirli bir yörüngede
tutanda bu işletim sistemi. Bu işletim sistemi ayrıca bugünki
eylemlerinizden yarınki nasibinizi hesaplar. Büyü denilen güç bu ilahi
hesaplama sistemine el atar, kime büyü yapıldıysa o büyü bir virüs gibi o
kişinin kaderini, o büyü neye proramlandıysa o doğrultuda manipüle
eder. Örneğin; o kişi ya hak ettiği rızıkı alamaz ya hak ettiği sağlığı
elde edemez ya da hak ettiği hayat düzenine kavuşamaz. Büyü direk ilahi
kontrol merkezini hedef aldığı için affı bulunmaz; “.....yemin olsun ki,
onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını
da çok iyi biliyorlardı. Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını
sattıkları şey ne çirkin bir şeydi.“ (Bakara Süresi, 102).
- kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler
İslam
değerlerine hasmani tutum besleyenler tanrılara kurban adamanın bin
yıllardır var olduğunu, bunun din ile bir ilgisi olmadığı, bunun daha
çok geleneksel bir uygulama olduğunu iddia eder. İslami terminolojiye
yabancı olanların böyle bir düşünceye kapılması gayet doğal. Onlar İslam
dinin Peygamberimiz sav ile başladığını düşünür, onlar İslam dinin ilk
insan hz. Adem ile başladığını nereden bilsin. Yeryüzünde yaşayan ilk
insan hz. Adem olduğu için, İslam dini hz. Adem ile başladığı için
İslamdan önce kurban kesme diye bir adet olmadı ve olamazda. 2) Cinler,
insanların kaderi kurbanlar ile değişebileceğini bilir. Allahın,
insanların yararlanması için levh-i mahfuzta açtığı bu arka kapıyı
bunlar bilir ve bu açık kapıdan levh-i mahfuzu manipüle edebilmek için
işbirliği içinde oldukları insanlara, yeryüzünde katliamlar yaptırır. Bu
zalim hükümdarlar ve tarikatlar Allah katına ulaşabilmek, insanlığın
kaderini ve geleceğini Allah değilde kendileri tayin etmek ister, Allah
değilde kendileri levh-i mahfuzu kontrol etmek ister, bunun içinde
yeryüzünde bol kan akıtırlar. Ne amaçlarlar bununla? Levh-i mahfuzta ne
yazılıysa insan onu yaşar, yaşayacağınız herşey ilk önce kağıda alınır
sonrası siz onu yaşarsınız. Eğer siz levh-i mahfuzta yazılanları kontrol
edebilirseniz, insanlığın yaşayacaklarınıda kontrol edersiniz. Kontrol
edebilirmiyiz? Allah katına ruhlar çıkar, ancak Allah katına sadece
masum ruhlar çıkabilir. Siz eğer masum insanları öldürür (bakire, çocuk
ve bebekler) ve bunları sihirli kelimeler eşliğinde yaparsanız o zaman o
ruhları Allah katına gönderir ve o ruh üzerinden levh-i mahfuzta bazı
değişimlere sebep olabilirsiniz. Sizce israil
yanlışlıklamı çocukları hedef alır veya sizce tarikatlarda öylesinemi
bakireler kurban edilir? Bunlar çok bilinçli yapılır. Ölüm sonrası
sadece temiz ruhlar Allah katına çıkıp Allahla görüşebilir, temiz
değilseniz çıkamazsınız. Bunu batıl odaklar bilir ve masum insanları
katleder, suçluları değil. Bu kurbanlar ile insanların kaderini kontrol edebiliyorlarmı?
Azıcıkta olsa, evet; Allah kısmende olsa onlara levh-i mahfuza el atma
iznini veriyor. Bunu ama onların günah yükünü artırmak için yapıyor ve
kurdukları tuzakları sonunda hep boşa çıkartıyor. 3) Doğru birşeyi
birileri kötüye uygulamaya başladıysa veya uyguluyorsa bu hak ve doğru
olan birşeyin batıl olduğu anlamına gelmez. Bir uygulamanın hak veya batıl olup olmadığını görmekmi istiyorsunuz, o zaman ilk önce kim çıkarmış o uygulamayı, ilk önce batıl odaklarmı çıkarmış yoksa hakmı;
sonrası o uygulama bin yıllar üzerinde hiç değişmişmi ona bakınız. 4)
Birileri bin yıllardır kurban kesmeyi batıl yönde kullandı diye bu ilahi
emir batıl olmaz. Örneğin; nükleer bilim dalıda Allahın indirdiği bir
ilim, bu ilimi nasıl kullanmak size bırakılmış; birisi bununla atom
bombası yapar ve milyonlarca insan öldürür, başka birisi bununla
hastalıkları tedavi eder ve milyonlarca insanın hayatını kurtarır.
Birileri sihir ilmi ile katliamlar yapar, başkaları ise bununla
insanlara yeni hayatlar kazandırır; seçim sizde, yani insanda!
- Büyü ile kurban ibadet arasındaki fark Büyü yapanlar, rızıktan sağlığa kadar hedef alınan kişinin yeryüzündeki nasibini kendileri belirlemeye kalkışır. Kurban ibadetinde de siz kan akıtır ve büyü yapma gücünü ortaya çıkarırsınız ama, siz o gücü bir kişiye kilitlemezsiniz, siz o gücü belirli bir şey yapması için programlamazsınız yani büyünün ikinci, üçüncü aşamalarına geçmezsiniz. Siz o gücü olduğu gibi göğe gönderir, o gücün nasıl kullanılacağı iradesini Allaha bırakırsınız. Siz kalkıpta bilinçli bir şekilde insanların kaderleri ile oynamaya kalkışmazsınız. İnsanın kaderini değiştirecek malzemelerin tedarikini yaparsınız ama, aşçılığı, kim neyi ve ne kadarını hak ediyor kararını Allah bırakırsanız; fark bu! Allahu Teala’da malzemeyi siz sağladğınız için hayatını pozitif yönde değişmesine vesile olduğunuz her bir kişiden sevap payınızı, onlar ve onların nesilleri var olduğu müddet alırsınız. Özetleyelim; kurban kesme esnasında kan akıtılır, dualar okunur; bu ritüel ruhu büyüler. Ruh, Allah katına çıkar ve eğer Allah bu adağınızı kabul ederse o zaman Allah o etten yiyen kişilerin kaza ve belalarını o yıl için siler. O yüzden kurban etini sevdikleriniz ile paylaşmaya özen göstermelisiniz. Artı, unutmayınız kurbanınızı ne kadar çok helal kazanç ve samimi bir niyet ile yerine getirirseniz kendinize ve sevdiklerinize bu dünyada bir kaç CAN hakkı kazanma şansını o kadar artırırsınız.
Sihir bir ilimdir (Bakara Süresi, 102), kurban ibadetide sihir içerdiği için kurban ibadetin bilimsel bir altyapı içerdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. biyoenerji.net ( Alıntı)