Bu Blogda Ara

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Kadir Suresi Yorumu


Bu Sûre, Bedir harbi günü (17 Ramazan) sabah namazından sonra inzal oldu.
Bilindiği gibi inzâl: Âlem-i gaybdan şühuda çıkma demektir.

Bismillahirrahmanirrahim

Ayet1: Elhak, biz onu kadir gecesi indirdik.

Ayet2 : Ne bildirir ki sana Kadir gecesi?

Ayet3 : Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır.

Ayet4 : Melâike ve ruh peyderpey iner onda, Rablerinin izniyle her bir emirde (bir hikmetle).

Ayet5 : O (gece) tan ağarana kadar, bir selâmdır.

Ayet 1: Bu ayet, Kur’an’ın şanını ve yüceliğini anlatmaktadır.
Ayetin normal edebi üslûpda “innenâ” diye başlaması düşünülürken, “inna” diye başlaması, olayın şiddet ve keskinliğini beyan eder.

“Biz onu en kutsal gecede indirdik (Kadir Gecesi)” vurgulanırken: Kur’an indirilişinin, evren sırlarını açıklamak anlamına geldiğini ve o anda, evrenin gayb perdesinin aralandığını anlatmak için, Allah sûreye başlarken çok şiddetli ve kesin bir emirle başlıyor.
“Biz indirdik (inzal ettik) onu”. “Hu” emrinde bu mutlak hüküm, “Hu” kelimesinde Kur’an’ın benzersizliğini beyan etmektedir. “Hu” bir ilahi esmadır. Ve burada Kur’an’ı anlatır. İşte bu esma sırrı içinde vahdet ve benzersizliği ifade etmektedir.
“Kadir Gecesi” tanımına gelince “Kadir” kelimesi üç ayrı mâna ifade eder:

a) Kader ve Hüküm: Bu manaya göre, evrenin kader sırlarının açıldığı gecedir.
b) Azamet ve Kudret: Bu manaya göre azamet ve şeref gecesi demektir.
c) Tazyik : Bu manaya göre, kudret-i İlahinin evrene intikalindeki hikmetler gecesi demektir.
“Kadir gecesi” tanımında bu üç mana da bir aradadır. Zira sûrede “Kadir Gecesi” üç kez üst üste geçmektedir.


İnzâl: Âlem-i gaybın, şühuda intikal etmesi demek olduğuna göre; bu gece, gaybın aralandığı gecedir.

Ayet 2: “Ne bildirir ki sana kadir gecesi?”
Kur’an’da bu tarz bilinmez kavramları açıklayan bir çok âyetler vardır.
Allah ’ın bu tarz emirlerinde ortak bir tanımı vardır: “….Ne olduğunu kim bildirebilir?” Şeklinde gelen âyetlerde temel vasıf: Bu konu ilmen bilinemez, demektir.
Kadir gecesinin ilmen bilinmezliği yanında; bize, anlayabileceğimiz ölçüde tanımını 3,4,5. ayetler yapacaktır.
Buna rağmen kadir gecesi gayb âleminin bilinmezlik sırrını taşıdığından, zâhirde
Kat’iyen kavranamaz, ancak kalben, enfüsde hissedilir.

Ayet:3 “Kadir Gecesi bin(1000) aydan hayırlıdır.” Kadir gecesinin bilinmezliğini anlatan ayet; yani üçüncü ayet, şühud âleminden bir örnekle tanıma başlıyor:

“O gece, bin aydan hayırlıdır.” Bu misalin yorumuna gelince.

a) Bir mü’minin gönülden hamd niyazı 1000 aylık zahiri ibadetten hayırlıdır.
b) Kesin olduğu bütün tefsircilerce kabul edilen bir hadise göre: Efendimiz, rüyalarında Emeviler’in minbere tırmandıklarını görmüş ve çok müteessir olmuştu. Bu rüyadan sonra Sûre-i Kevser ve Sûre-i Kadir nazil oldu.
Hz. Ali Kadir gecesi şehid edildi. Emeviler’in zahiri saltanatları ise 83 sene 4 ay; yani bin ay sürdü.
Kevser Sûresi’nde Emevi soyunun ebder olduğu; Kadir Sûresi’nde ise Emeviler’in 1000 ay sonra yıkılacakları dile geliyordu.
Hadislerin toplandığı yıllarda, siyasi otorite Emeviler’in elinde olmasına rağmen, bu hadisin yazılmasına karşı çıkmadılar. Kendilerinde az da olsa bir hayra nisbet kurdular. Bu konuda ayrıntılı bilgi isteyenler Tirmizi, Tebarani, Delâilde Beyheki gibi kaynaklara ve Elmalılı merhum Hamdi Efendinin tefsirinde 5972. Sayfaya başvurabilirler.
İşte Horasanlı Ebâ Muslim, Kur’an’ın bu mucizesine inanarak Emeviler’, 30-40 kişilk askeri ile yerle bir etmiştir.
c) Efendimiz bir emrinde : “Bin yıl zahiri feyz yağsa, Fâtiha ’nın sırrı ondan daha hayırlıdır.” buyurmuştur.
d) Bin ay, normal melek zaman saatinde (4.ayete kıyasla) bir gecedir ve bu gece; kadir gecesi, gayb zaman saatinin dünyada işleyiverdiği bir mucize zaman genleşmesidir.
e) Kalbe, gayb dan bir hikmet gelince bin yıllık terakki olur.
f) Bin ay, yaklaşık olarak uzun bir ömrü temsil eder. Bu âyet buyurmaktadır ki: Bu gecede alacağınız gerçek bir kalb feyzi, ömrümüzün tümünden daha hayırlıdır.

Ayet 4: “Melekler ve ruh kesiksiz ve devamlı inerler….”
Henüz Adem’in bedeni yaratılmadığı devirlerde: meleklerde, arza inmek, onu ziyaret etmek hevesi vardı. Sık sık arza inerlerdi. Bu duygu, meleklerin Efendimize karşı ezelde duydukları iştiyaktan doğmaktadır. İnsanların yeryüzüne gelmesinden sonra meleklere genelde bu ziyaretler yasaklandı. Kadir Gecesi Kur’an ’ın inzâli sebebiyle yılda bir gün ruhlarla birlikte melekler arza inerek, Hz. Muhammed (S.A.V) sofrasında bu ilâhi ziyafete katılırlar (Kadir Gecesi şenliği).

Ayetin son cümlesi melek ve ruhun kesiksiz arza intikalini bir forma bağlamıştır.
“Min külli emrin (her emirden) burada “min” atfı, bağlantı kabul edilirse, o zaman âyetteki mâna :
“O Kadir Gecesi Melek ve ruh aldıkları emrin uygulamasına (uygulaması için) Allah’ın emriyle inerler” demektir.
“Min” eki emre atıf ise, o zaman âyetin mânası:
“O gece melek ve ruh her emirden izinle inerler” demektir.
Adem’e secde emri gibi; İlahi emirle inerler demektir. Zira ilâhi tecelli, kalb-i Muhammedi (S.A.V) ‘ye inince, secde emri doğar ve böylece ruh ve melekler, bin gecelik bu intikali bir gecede yaparak büyük bir ilahi tecelli sergiler.
Burada önemli bir nokta ruhun intikalidir. Gerçi bazı yorumcular, “ruh” dan muradın Cebrâil olduğunu savunmuşlardır. Ancak Cebrâil de bir melektir. Ve melek kavramı içindedir. Bazı âyetlerde tek başına ruh geçince Cebrâil’in kasdedildiği olmuştur. Ancak “Melek ve Ruh” kavramında elbette Cebrâil olarak ayrı tanım söz konusu değildir.
Ruhların arza intikali ancak bir ilahi emirle mümkündür. Emr âleminden izin çıkmadan ruh arza intikal edemez.
Bu intikal de sırr-ı Muhammedi (.S.A.V) hikmeti içindedir. Velilerin ruhları, şehidlerin ruhları Efendimize hizmet için arza emr-i ilâhi ile intikal edebilir.
Bu genel kuralın dışında, ölenlerin ruhu emr âlemine intikal eder. Ve arza dönemezler. Ruh çağırma şaşkınlığında olanlar bu hikmeti bilmediklerinden şaşkın maceralar peşindedirler.

Ayet 5: “Ta fecrin tulûuna kadar (tan görülene dek)…”

Bu ayette birinci bölüm Kadir Gecesinin süresini simgeler ki: Arzın dönüşü göz önüne alınırsa; Kadir Gecesi 24 saat sürer. Ve Mekke boylamında başlayarak batıya doğru intikal ede ede sürer ve yine Mekke’de sonlanır.

Ayetin ikinci bölümü
“Fecrin tulûuna kadar bir selamdır” ibaresindeki “selam” kelimesidir.
Selâm-ı ilâhi: ilâhi bir ilgi, bir cereyandır:
a) Zahir, yani gündüz başlayınca çokluk yansır ki; gayb âleminin sırrı perde arakasına çekilir.
b) İslam Güneşi 27 Ramazanda doğmuştur. Bu, tüm insanlığa büyük rahmet ve selamdır. Bu gece yalnız arzda değil, ruhların ve meleklerin intikali dolayısıyla tüm evrenedir. Tüm evrende bir bayram, ilahi bir şenliktir.
c) Her ferdin ruhunun, kalbine tazyik ederek ilâhi hikmeti sezdiği gecedir. Gönülde imân ışığı yanana kadar sürer.
d) Kur’an, gönüllere ilâhi selâmın, Allah cereyanının sırrını yansıtan bir hikmettir. Onun ihtişarı, gaybın açılıp, gerçeklerin Allah emri ile dünyaya sergilenmesini temsil eder.
e) İşte böylece Allah, kadir gecesi dolayısıyla, Kur’an’ın intişarının ve Efendimizn sırrının ilmen bilinemeyeceğini bildirdikten sonra, o sırdan ehline perde perde gerçekleri açıklamıştır.
Şimdi bir noktaya dikkatinizi çekiyorum. Önce Allah, Alak Sûresinde Kur’an’ın ilk intişarını bildirmiş; sonra bu sûre ile Kadir Sûresi’nin ne denli bir evren sırrı taşıdığını Kadir Sûresi ile açıklamıştır.
Alak ve Kadir Sûreleri’ni birlikte sezmeye çalışırsak: Evrendeki büyük hikmetin Alak (ilgi ve câzibe) ile başladığını ve gayb âleminin billurlaştığını anlıyoruz.
Ve Kur’an bu temel hikmetin anahtarıdır.

Hiç yorum yok: