O gün Evren'i kitabın sayfalarını katlar gibi düreriz. Ve onu yaratılışa ilk başladığımız duruma iade ederiz. Bu, üzerimizdeki bir vaattir. Elbette, gerçekleştireceğiz.
21 Enbiya Suresi 104
Ayetin öncelikle bir noktasına dikkatlerinizi çevirelim. Ayette, Allah'ın Even'i yarattığı duruma, geri çevireceği söylenmektedir. O zaman Evren'in sonunu anlamak için Evren'in başlangıcını anlatan (ilk 3 bölümde incelediğimiz) ayetleri hatırlayalım (Evren'in en başını anlatan ayetle [21 Enbiya Suresi 30], Evren'in en sonunu anlatan ayetin [21 Enbiya Suresi 104] aynı surede olmaları da çok anlamlıdır).
İnkar edenler gökler ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı görmüyorlar mı?
21 Enbiya Suresi 30
Ve göğü kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz.
51 Zariyat Suresi 47
Bu iki Kuran ayetinden Evren'in başlangıcından bu yana iki aşamayı anlıyoruz:
1 Evren tek bir bütünlükten parçalanıp ayrıldı.
2 Bu ayrılma sonucu oluşan Evren genişlemektedir.
Kuran'ın bu ayetlerinde yapılan açıklamaların oluşturduğu olağanüstü mucizeyi ilk 3 bölümde inceledik. Kitabımızın bu bölümünde alıntıladığımız ayete dönersek, eğer Evren ilk yaratılış haline geri dönecekse, sırasıyla:
1 Genişleyen Evren'in büzüşmesi,
2 Büzüşen Evren'in baştaki tekillikte son bulması gerekmektedir.
Genişleyen Evren şişen bir balona benzemektedir. “Büyük çöküş” süreci ise bu sürecin tam tersine çevrilmişidir. Yukarıda bunu anlatan bir illüstrasyon görülüyor.
Astrofizikten anlayan kişiler incelediğimiz ayetteki muhteşemliği hemen farkedeceklerdir. Evren'in sürekli genişlediğini biliyoruz. Yine biliyoruz ki bu genişleme Büyük Patlama'nın verdiği ivmeyle olmaktadır. Sonunda iki şık karşımıza çıkmaktadır. Birinci şıkka göre genişleyen Evren çok çok geniş bir alana yayılacak, tüm yıldızlar enerjisini tüketecek, ısı düşecek ve Evren'in sonu (kıyameti) böylece gelecektir. Yıldızların enerjisini tüketmesi, hareketin tamamen durmasıyla, tüm gök cisimlerinin birbirinin çekim alanından çıkmasıyla Evren'in sonu (kıyamet) gelecektir. İkinci şıkka göre, genişleyen Evren, maddenin birbirini çekmesi sonucu durup, kapanmaya başlayacak ve sonunda kapanan Evren baştaki gibi bir tekilliğe dönüşecektir.
MUCİZE ÜSTÜNE MUCİZE
Kuran bahsettiğimiz iki şıktan ikincisinin olacağını ortaya koymaktadır. Dünya'nın öküz ile balığın üzerinde zannedildiği bir ortamda, Kuran'ın bu açıklamayı yapması ne kadar olağanüstü bir mucizedir! Kuran'ın yaptığı bu açıklamaları uydurmaya, tesadüfe veya o dönemde olmayan bilimsel bilgilere bağlamanın olanağı yoktur. Bu bilginin kaynağı bilimsel gözlem değil, Allah'ın vahyidir. İncelediğimiz ayet, insanlığın arasında kaldığı iki şıktan hangisinin doğru olduğu sorununu da çözmektedir. Evren'in bir tekillikten yaratıldığını, Evren'in genişlediğini ve aynı şekilde Evren'in ilk haline döndürüleceğini söyleyen, bunları değerlendiren ve bu bilgileri hiçbir bilimsel bulgunun olmadığı çağda, tamamen ilkel bir ortamda yapan Kuran'ın mucizesinin büyüklüğü; bilimin ilerlemesi, Evren'in sırlarının keşfedilmesiyle çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Evren'in bu şekilde kapanması astronomide Kapalı Evren Modeli olarak bilinir. Bu kapanmayı gerçekleştirecek olan kuvvet yerçekimidir. Bilindiği gibi tüm madde birbirini çekmekte ve bu çekiş kuvveti Evren'in genişlemesini de frenlemektedir. Nasıl ki havaya bir maddeyi fırlattığımızda bir süre hareket eden bu cisim, sonunda yerçekiminin kuvvetine dayanamaz ve geri döner, aynı şekilde ilk patlamanın fırlatışıyla her tarafa doğru saçılan ve genişleyen madde de sonunda dayanamayıp geri dönecek ve her şey birbirinin üstüne katlanarak kapanacaktır. Kuran'ın bu olaya işaret ettiği dönemde yerçekimi diye bir kavramın bilinmediği, Kuran'ın inişinden bin yıl kadar sonra ilk olarak Newton'un yerçekimini tarif ettiği unutulmamalıdır.
Evren'in genişlediği anlaşıldıktan sonra Evren'in durmadan genişleyerek mi, sonunda içine kapanarak mı son bulacağını keşfetmek için bilim adamları da çalışmalar yaptılar. Bu sorunu çözmek için Evren'deki maddenin kritik yoğunluğunu bulmaya çalıştılar ve omega diye isimlendirilen oranlar tespit ettiler. Bu tespitlerde Evren'deki yoğunluğun belli bir düzeye çıkması halinde, yerçekiminin madde yoğunluğunun artışıyla artacağından; Evren'in sonsuzluğa dağılmasına izin vermeden, kapanma sürecini başlatacak demektir. İlk zamanlarda çok ilginç bir şekilde Evren'deki kritik yoğunluk dengede bulundu. Yani ilk bilimsel tespitler, Evren'in kapanma ve sonsuza dağılması şıklarının her birine yaklaşık %50'şer ihtimal verdi.
Fakat Evren'deki yoğunluk değerinin sanılandan yüksek olduğunu gösteren ve başta hesaba katılmayan 3 nokta Evren'in içine kapanacağının daha kuvvetli bir olasılık olduğunu desteklemektedir. Bu 3 nokta şöyledir:
1 Evren'in yoğunluk değeri için kara delikler de hesaba katılmalıdır. çok yoğun madde içeren, çok küçük hacimli karadelikler ışık yaymadıkları için yayılan ışıkla yapılan tespitlerde hesaba katılmamışlardır.
2 Sonradan yaydığı ışığın şiddeti ile orantılı olmayan büyük kütleli aşırı yoğun yıldızlar bulundu. örneğin Güneşimiz gibi 1000 Güneş'in yanyana gelmesiyle oluşan bir yıldız, sadece Güneş'imiz kadar ışık yaydığı için, başta bin kez az yoğunlukta hesaplanmıştır.
3 Yine son dönemde ismine karanlık madde (dark matter) denilen, tüm galaksileri dolduran, gözle görülmeyen, ama Evren'deki yoğunluk değerine ilave edilmesi gereken bir başka madde tipi ortaya çıkarıldı.
İnsanlar doğar, yaşar, ölür ve sonunda kendi ham maddeleri olan toprağa dönerler. Hayvanlar ve bitkiler için de aynı süreç geçerlidir. Demek ki Allah tüm canlılar için işlettiği kanununu Evren için de işletmektedir. Alıntıladığımız ayette Allah'ın bu kanunu "iade" kelimesiyle anlatılır. (Türkçe'ye de bu kelime aynı şekilde girmiştir) Kuran'da başka ayetlerde de varlığın iadesine dikkat çekilmiştir.
Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur. Bu O'nun için çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnek O'na aittir. O üstündür, bilgedir.
30 Rum Suresi 27
De ki "Sizin ortak koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu iade edecek olan var mı?" De ki "Allah yaratmayı başlatır, sonra onu iade eder. öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?"
10 Yunus Suresi 34
PARÇALANAN GÖK VE KIRMIZI GÜL
Gök yarılıp da yağ gibi erimiş kırmızı bir gül haline geldiği zaman
55 Rahman Suresi 37
Dünya'mızın, Güneş sisteminin, Evren'in son bulacağı zaman gökyüzünde renk değişiklikleri gözleneceği Kuran'da söylenir (70 Mearic Suresi 8. ayetine de bakabilirsiniz).
Göklerin yarılmasına gelince; Kuran'da göklerin yarılması, zaafa uğramasıyla ilgili başka ayetler de vardır.
Gök yarıldığı zaman
77 Mürselat Suresi 9
Gök soyulup çıkarıldığı zaman
81 Tekvir Suresi 11
Gök yarılıp, çatlamıştır. Artık o gün zaafa uğramıştır.
69 Hakka Suresi 16
Bu ayetlerin iki türlü anlaşılabileceği kanaatindeyiz. Birincisi gök kelimesini Evren olarak alırsak, sürekli genişleyen göğün en dış kısımlarından kaynaklanan bir bozulma (Evren'in vakum yapısının bozulması kastediliyor da olabilir. Bu uzun konuya burda girmeyeceğiz.) anlatılıyor olabilir. İkinci olarak gök kelimesini Dünya'mızın Atmosfer kısmı olarak alırsak, gerçekten de oluşan bu kadar büyük çaplı depremler, yeryüzündeki faaliyet, muhakkak Atmosfer'i de etkileyecek, Atmosfer hem zaafa uğrayacaktır, hem yarılacaktır, hem de Atmosfer'in koruyucu tabakası Dünya'nın üstünden soyulacaktır. Zaten Atmosfer, Dünya'nın çekim gücünün ve Atmosfer moleküllerinin hareketinin hassas dengesinde durmaktadır. Dünya'da bahsedilen çapta büyük denge bozukluklarına Atmosfer de dayanamaz. Ayetlerin birinci dereceden kastı öngördüğümüz bu iki anlamdan biri olabilir. Biz, ayetlerin her iki duruma birden işaret ettiğini düşünüyoruz.
SUR'A ÜFLENDİ VE...
O gökleri ve yeri gerçek olarak yaratandır. "Ol" dediği gün hemen oluverir. Sözü gerçektir O'nun. Sur'a üfürüldüğü gün egemenlik O'nundur. Duyu organlarıyla algılanamayanı da, görüneni de bilen O'dur. O bilgedir, O haberdar olandır.
6 Enam Suresi 73
Kuran'da Sur'a üflenmesinden on ayette bahsedilir. Bunlardan beşi kıyamet vaktini belirtir, beşi ise onun karşıtı olarak yeniden yaratılışı ifade eder. (Kitabın ikinci kısmında Kuran'da geçen kelimelerin matematiksel uyumunu ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz)
Sur bir boruyu ifade eder. Sur'a üflenmesi ise buradan çıkan sesi ifade eder. Şimdi Evren'in oluşumu ile ilgili yeni bulgulardan birini inceleyeceğiz. Bu bulgunun suraya üflenmeyi ifade eden ayetle ilgili olduğunu iddia etmiyoruz. Fakat bu bulgu bize ilginç olarak Sur'a üflenmesini çağrıştırdı. çok iddialı olmadan, sizle bunu paylaşıyoruz, şöyle ki:
Kendilerine Boomerang adını veren 35 bilim adamı (İngiliz, Amerikalı, Kanadalı ve İtalyan bilim adamları) Evren'in oluşumuyla ilgili ilginç bir sonuca vardılar. Evren'in milyonlarca yıl önce bir insan yumruğu kadar bir gaz bulutu olduğunu ve zil sesini andıran bir ses dalgasıyla Büyük Patlama'nın başladığını ifade ettiler. Ekibin başındaki John Ruhr'un yaptığı açıklamaya göre, ses dalgaları, Dünya'nın oluşmasına yol açan Büyük Patlama'ya (Big Bang) sebep oldu. Ruhr bu ses dalgalarını araştırma balonlarına yerleştirilen teleskop ve mikrodalga dedektörler sayesinde tespit ettiklerini dile getirdi. Bilimadamları ses dalgalarının meydana getirdiği parlamaya "kozmik mikrodalga arka plan radyasyon" adını verdiler.
Ruhr, bu ses dalgasının saniyenin milyarda birinden bile kısa bir zaman içerisinde gerçekleştiğini söylemektedir. Sur'un üfürülmesiyle kastedilen de temelde bir ses dalgasının çıkışıdır. Ruhr ve ekibinin "Zil çaldı, Evren oluştu" diye ifade ettiği gerçek "Sur'un çalınmasını" andırmaktadır. Gerçi Sur'un çalınışına, Evren'in sonunda ve yeniden yaratılışta dikkat çekilmektedir. Fakat Enam Suresinde görüldüğü gibi bu deyim, Evren'in yaratılış anını ifade eden ayette de geçmektedir. Ayrıca kıyametin Evren'in yaratılışının bir geriye doğru "iadesi" olduğunu bu bölümde inceledik. Bu yüzden Evren'in yaratılış anında tespit edilen bu ses dalgasının önemli fonksiyonunun Evren'in sonu için de benzer bir şekilde gerçekleşmesini akla yakın buluyoruz. Bu ses dalgası Coleman ve De Luccia'nın öngördüğü vakum bozulmasının kıvılcımını oluşturan bir ilk adım olabilir mi? Veya Evren'in genişleme sürecinin son bulup kapanmaya geçişine yol açan veya o süreçte ortaya çıkan bir ses dalgası olabilir mi? Doğrusunu Allah bilir.
KIYAMET SüRECİ ANSIZIN BAŞLAYACAKTIR
Sana o saatin ne zaman geleceğini soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Efendimin katındadır. Onu, vak ti gelince açığa çıkaracak olan O'dur. O göklere ve yere ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir, başka türlü değildir." Sanki ondan haberdar imişsin gibi sana soruyorlar. De ki "Onun bilgisi Allah'ın ka tındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler."
7 Araf Suresi 187
Kuran, Dünya'mızın ve Evren'in son bulma sürecinin aniden geleceğini, Peygamberin bile bundan haberdar olmadığını söylemektedir. İzafiyet teorisine göre Evren'in içinde en hızlı hareket ışık hızıdır. (En hızlı hareketin ışık hızı olduğu tartışılabilir ama, ışığın çok hızlı hareketi tartışılmazdır). Işık saçan cisimlerden ve ışığın yansımalarından bize gelen bilgiler, bizim Evren'deki olayları anlamamızın sınırını oluşturur. Bu yüzden eğer Evren'in sonunun (kıyametin) veya Dünya'mızın sonunun geldiğine dair elde edebileceğimiz bir bilgi ışık olarak ilerliyorsa, şu anda o olay gerçekleşmiş olsa bile ondan haberimiz olmayabilir. örneğin Güneş şu anda patlasa ve Dünya'mızın sonunun başlangıcı böylece gerçekleşse bile bunu ancak sekiz buçuk dakika sonra anlarız.
Tüm Evren'i mahvedecek çapta olaylar için de bu böyledir. Evren'in bir köşesinde kıyametin kopuş süreci başlamış, fakat ışık aracılığıyla bize bilgi ulaşmadığı için bundan habersiz olabiliriz. Evren'in vakum düzeninin bozulmasından daha birçok kıyamet senaryosuna kadar çeşitli kıyamet senaryoları aniden oluşacak ve Dünyada yaşayan insanları aniden yakalayacak niteliktedir.
1 O beklenen müthiş olay olduğunda
2 Onun gerçekleşmesini yalanlayacak yoktur
3 O alçaltıcıdır, yücelticidir
4 Yeryüzü bir sarsıntıyla sallandığı...
56 Vakıa Suresi 14
Evren'in ve Dünya'nın sonu, Evren'in oluşumundan sonra olacak en müthiş olaydır. O olay olduğunda artık insanlar Dünya defterini kapatmıştır. Dünya'daki servetler, şöhretler, mevkiler, aileler, aşiretler, güzellikler, çirkinlikler, sevinçler, üzüntüler artık yok olmuş, tüm Evren ufacık bir tekilliğe dönüşmüştür. Artık üstünlük mal, mülk, mevki sahibi olmakta değildir. Artık üstünlük ve yücelme Allah'ın istediği gibi bir hayat yaşamış olmakta, alçalma da bunun aksine bir hayat yaşamış olmaktadır. Kuran'ın anlattığı kıyamet manzaralarından hayata yön vermek adına çıkarılacak dersler vardır. Bu anlatımlar, geleceğin bilgisinin, sadece bilinmiş olması için yapılmazlar. Bu anlatımlarda anlatılan bilginin, insanları harekete geçirmesi ve insanların Allah'a yönelerek, kıyametle son bulacak Dünya menfaatleri için, dine boşvermemeleri de hedeflenir. Kıyamet sürecini anlatan Vakıa Suresi'nin 3. ayetini sürekli aklımızda tutmamızın çok faydalı olacağı kanaatindeyiz.
O alçaltıcıdır, yücelticidir.
56 Vakıa Suresi 3
16 yorum:
Öncelikle Allah sizden ebeden razı olsun, Nur'lu ilminizi daim etsin, Selam aleyküm ve Rahmetullah : )
Sizin fikirlerinize de sunmak istediğim üzerinde çalıştığım bir konu var, adı:
Alpha (A) Teosisi..
Bilim dünyası Big bang ve Evrim Teorisine endeksli bir şekilde araştırmalarını sürdürüyor,
Sn. Ahmed Hulusi usta bir videosunda diyor ki:
''Doğup gelişip ölen Galaksiler tespit edildi, Big bang modeli artık iflas etmiştir''
Siz bu yoruma ne dersiniz?
Peki alternatif bir teori var mı?
Ciddiye alınan bir teori bulamadım,
''Göklerle yer bitişikken biz onları ayırdık'' ayeti kerimeden dolayı çoğu Din Alimleri de
big bang modeline sıcak bakıyorlar.
Big Bang Teorisi adı üstünde bir Teori ıspatlanmamış bir şey,
Alimler demiş ki Besmele ile başlamayan iş güdük kalır,
bu Teoremin tamamlanacağı da meçhul.
Onun yerine biz bir Teori üretelim
öyle bir Teori ki başına Besmeleyi koyalım,
içeriği Din ile Bilimi birleştirsin,
Yaratıcı var mı yok mu gibi zaman kaybettiren soruları rafa kaldırtsın,
Hz. Alinin dediği gibi ''görmediğim Allah'a ibadet etmem'' sırrını açıp Yaratıcıyı her an görünür kılsın.
Evrim denilen şeyin ''B Programı'' yani ''Bi Kader'' olduğunu açığa çıkarsın,
Kainatın bilmem kaç yıl önce nasıl yaratıldığını değil de..
gözün gördüğü herşey AN'da nasıl yaratılıp canlandırılmaktadır, yani
Göklerle yer her an nasıl birbirinden ayrılmaktadır bunu bize bildirsin..
Selam aleyNA
Ve aleyküm esselam güzel kardeşim,Alpha(Elif) teorisi hakkında henüz bilgi sahibi değilim fakat,Allamel insane ma'lem ya'lem buyuran bir rabbimiz var,(o size bilmediklerinizi öğretecektir.)(alak)
şuan bilim çevrelerincede kabul gören bigbang teorisi,zaten Kur'an kanalıyla bizlere misal olarak bildirilmiştir,FELAK suresinde detay verilmiştir,bilndiği üzere bigbang(büyük patlama) yada diğer anlamıyla infilak anlamınıda içine alan FELAK kelimesinin açılımıdır ,sadece bununla kalmaz o RABBİLFELAK'tır.İnfilakın(patlamanın RABBİ)Öylede olması gerekiyordu ki rabb esması tecelli etsin gizli hazine ortaya çıksın RABB:MÜREBBİ=Terbiye eden,ahenkleştiren,sistemleştiren,uyum içinde yaratan demektir.Bir patlamayla evrenleri,gökleri yaratan ve onları sistemleştiren,onları dengeye koyan ve ahenkleştiren,sonrada gerek arza gerek semalardaki dünyalara dabbeleri(canlıları)yerleştiren ve onları terbiye eden RABBÜL-ALEMİN olan ALLAH'ın şanı ne yücedir...RABBİM sizinde ilminizi arttırsın İNŞALLAH,Selam ve dua ile...
Amin cümlemizin İnşaallah : )
Rabbil Felak'a Hamdu senalar ederiz, cevabınız teşekkür ederiz, Allah razı olsun, o zaman 'Felak'tan yola çıkalım BiiznillaHI..
Patlamaya benzer birşey bu Teorinin içeriğinde de mevcut,
bu patlamanın adı:
Projeksiyon..
: )
Sinema salonunu örnek olarak kullanırsak, Salonda ışıklar kapanıyor, hertaraf karanlık,
Tek bir noktadan Perdeye yansıyan bir ışık demeti bu karanlığı yarıyor, kötülük iyilik yer gök ins cin dabbe, hepsi aynı noktanın içinde (hazırlanıyor), ekranda hepsi birbirinden ayrılıyor..
Allahu Hadi, Allahu Mukmil vallaHU bi kulli şeyin Aliym
Selam aleyNA :)
bakış açınız çok güzel,(hiç görenle görmeyen bir olur mu?)Bir hadisi şerifte bildirildiği gibi'peygamber efendimize Cebrail a.s. elinde nurlu bir ayna olduğu halde gelir,derki; Ya Resulallah bu nurlu ayna günlerden cuma'nın temsilidir,peygamberimizde ortasında duran siyah nokta nedir,diye sorar,CİBRİL cevaben oda kıyamettir,işte kıyamet bu noktadan kopacaktır buyurur.'Bir noktayla yaratılan kainat tekrar bir noktaya iade edilecektir,bu ALLAH'ın üzerine almış olduğu bir vaaddir(enbiya 103)rabbimiz tekvir süresinde(15-16-17) bu olayı açıklamış ve kainatın enbüyük vakiası(olayı)nı vakia suresi 75ve 76 kuranda yapılan enbüyük yeminle yapmış,şayet bilmiş olsaydınız diyerek,idrakimizin sınırları genişletilmemiz istenmiştir,ALLAH cümlemizin idrakini ve anlayışını arttırsın,ilmiyle amel edenlerden yazsın.(amin)selam ve dua ile..
Amin Allah razı olsun,
aradığımız işte buydu, demek ki Teorinin adını yanlış koyduk, zira tıkanıp kalmıştık, adını Nokta Teorisi koydum kardeşim bu teorinin : )
''Ahir zamanda nokta ilmi cahile malum olur'' diye Hz. Ali a.s. dan bir mesaj okumuş ve onu düşünüyordum, tekrar teşekkür ederim..
Selam aleyNA
KUR'AN,nın bütün ilmi yasin suresinde,yasindeki ilmin tamamı,selamün kavlen... ayetinde,bu ayetin bütün sırrı fatihada fatihanın ilmi ve sırrı besmelede besmelenin bütün sırrı ise başındaki BA harfinde B'nin sırrıda noktasında toplanmış olduğunu (s.a.v.) hadisi şerifte beyan etmiş,ben ilmin şehriyim kapısıda hz. Ali'dir buyurmuştur.nokta boyutsuzdur,matematikte sıfırdır,arapçada LA (Yok)dır.bütün ilim işte bu noktadır buyran hz.ALİ,o nu cahiller çoğalttıkça çoğalttı buyurmuştur,tekvir suresinde bildirilen HÜNNES VE KÜNNES TABİRİ SİZİN ARAŞTIRMAKTA OLDUĞUNUZ TEORİNİN tohum hükmündeki ayettir.HÜN(ÖL)NES VE KÜN(OL)NES,EHAD(tek) olan ALLAH(c.c.)tır,onun dışında herşey çiftiyle kaimdir,dikkat ederseniz noktanında çifti çizgidir(tek boyut)nun(nokta)vel kalem(çizgi) ve yazdıklarına and olsun(kalem suresi(1-2)ba harfinde nokta dışarda nun harfinde ise içerdedir yingyang gibi ba harfinin ikizidir,teorinin adını NUN TEORİSİ koyabilirsiniz;)vesselam.
Bu arada diğer bir ekleme ise hz. ALİ'nin belirtiği gibi nokta ilmidir,sanırım bu ilm daniel(a.s.)verilmiş olan bir ilimdir,çünki peygamberimiz bir hadisi şerifte'peygamberlerden bir nebi hat çizerdi kimin hattı ona denk gelirse isabet etmiş olur'buyurdu,bu ilmin esasıda 32 hat(çizgi)ve 32 nokta dır,bugün kullanılan kompüter sisteminin bilgisayarlarında esasını teşkil eder,araştırmış değilim ama daha derinine inersek hyperküp'ün içeriği hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Subhanallah!
Nun Teorisi evet doğrudur, Kalemin ilk yazdığı harf Nun..
: )
http://4.bp.blogspot.com/_MRLmNuZEBLs/R8xhjHo1NdI/AAAAAAAAAQs/6lxR8QFJNEY/s1600-h/Nuun+(Universale+Energie..).jpg
Gördüğümüz 1/2D bir resim,
bu resimi bugünkü teknolojik imkanlarla da 3D/+D ye çevirmek mümkün..
resimdeki 'göklerle yeri'
3Ds max gibi bir bilgisayar programıyla birbirinden ayırmak, yani çok boyutlu hale getirmek mümkün.
sonra boyutları tekrar iptal edip
resmi tekrar ilk haline döndürmek te mümkün,
Teorinin ilk basamağı buydu,
Diğer bilgilerinizi de iyce bir değerlendirmem lazım, Allah razı olsun, sizi bulduğuma çok sevindim Ebced ilmine vakıf mısınız?
Allahumme salli ala seyyidNA Muhammed..
ves Selam aleyNA
s.a. ebced ilmi konusunda çok bilgim yok fakat kendime kadar bilgim var,ebced ilmi çok ayrı bir konu bu zmanda bu ilme vakıf olan kişi sayısı çok az,hakkıyla bu ilmi kullanacak olan kişi hz.Mehdi olacaktır,yahudiler asırlar boyu onlara kitabın şifrelerini açıklayacak olan ilya adında bir peygamberi bekleyip durdular oysa bu kişi hz .peygamberin damadı ilmin kapısı olan hz .ALİ den başkası değildi,bu ilmi celcelutiyye kasidesinde ehline detayıyla verdi,halbuki şifreleri olan kitap tevrat değil kur'an-ı kerim dir.zira şifre harfler hurufu mukatta(elif,lam ,mim-ya,sin,taha,ha,mim-elif,lam,ra,-nun-kaf-sad....)sadece kuranda vardır.bu ilmi zirvesinde olarak hz .Ali kullanmıştır,muhyidin-i arabi gibi evliya buna vakıftır,ahir zamanda ise bu harflerin anlamı hz .MEHDİ'ye açıklanacaktır,çünki ALLAH kitabında hiç birşeyi gizli bırakmamıştır,sadece işin ehline malum olacaktır,bu sebeble (bilmiyorsanız,ehline müracaat ediniz)ayeti hükmü gereği cifr ilmi,ancak ehlince bilinr yoksa oturup hesap yapmakla sadece denizin kıyısını gezersiniz,öyle ilimler vardırki çalışmakla değil ALLAH KATINDAN VERİLİR,İLMİ LEDÜN gibi....vesselam....
Mukatta harfler sadece Kuran'da var, ben de böyle biliyordum ama, İncil'de de bu harfler var.. üstelik İncil'de bu harflerin başına bir de ''BEN'' konmuş,
''Ben Alfayım = Ben Elifim (A),
Ben Omega'yım'' = Ben O'yum (O).
(Yuhanna Vahiy 1,8)
ilginçtir ki Türkçe Kuran çevirilerinde de karşımıza hep 'O' çıkıyor:
''O Alemlerin Rabbı olan Allah'tır.''
gibi..
Selam aleyNA
incilde mukatta harf konusunu bilmiyorum araştırmadım,O tabiri arapçada hu demektir,okunuş olarak yaHU,YAHÜVE,ibranicede ise yahova,yahove,yahüve,yahu,ingilizcedeki savaş nağrası gibi yahoo,yahuu,kök dil olarak aslında aynı...O na ister ALLAH deyin ,ister rahman,engüzel isimler onundur.
O harfi yada daire şekli Arap alfabesinde de mevcut ve burdaki karşılığı HE .
Kainata baktığımızda herşey daire şeklinde,
ve Güneş tutulmasında da bu harf/sembol ortaya çıkmaktadır, yada başka bir deyişle Yaratıcı Güneş ve ay ile Semaya bir ayet yazmaktadır..
Arap alfabesindeki HA harfi T. Latin alfabesinin yatay olarak çevrilmiş N harfini çağırıştırıyor..
Kuran'da HE Hİ HU hepsi aynı varlığa işaret ediyor.
BillaHİ İnallaHE AllaHU
Element tablosuna baktığımızda
1 = H (= Hidrojen)
8 = O (= Oksijen)
İncildeki ''Ben Alfayım ben Omegayım'' ayetinin numarası 1,8
ve bu 2 harf gerçekte 1 tek harfin açıklamasıdır.
Karşılığı
''Ben B'nin altındaki noktayım'' ın
bir benzeri hatta bir üstüdür.
Ve yine aynı zamanda ''Ben Evvelim ben Ahirim'' anlamına gelmektedir,
Kabenin her bir duvarı bir ismi sembolize etmektedir.
(Yatay) 8 sonsuzluğun simgesidir,
bu harfi/sembolü değişik yazı karakterlerini kullanarak incelediğimizde 2 noktanın yanyana
gelmiş hali olduğunu görüyoruz,
Kaf harfi Ye harfi ve Te harfinde olduğu gibi..
Bugünkü Kabe kompleksine yukarıdan baktığımızda yine adeta 8 rakamını yada bu Sembolü görüyoruz..
Beyte baktığımızda ev bir nokta şeklinde,
önünde de beyte bakan bir yarım ay şekli var,
yani NUUN harfi..
Tv de gezerken, Ezel adlı dizide konuşan sese denk geldim bana dedi ki:
''Bir şeyin gerçek adını bilen O şeyin gerçek sahibidir yeğenim''
Selam aleyNA
Allah razı olsun kardeşim çok güzel açıkladın,ALLAH ilmini arttırsın,böylece bende bilmediklerim hakkında nasiplenmiş oldum..teşekkürler.8 konusu gerçekten liginç okurken şu ayet geldi aklıma 'O gün rabbin arşını sekiz yüklenir.'...vesselam.
sevgili kardeşim 661 rakamından ne mana çıkardın bilmiyorum ama benim için çok şey ifade eden bir esma-i ilahi dir.burdada açıklamış olayım.bu sayının karşılığı olan esma da benim isimimi içinde barındırır.isimimin sayısal değerinin esma dan bir karşılığı sadece.kök sayı olarak ta ALLAH ESMASIDIR.661 ise bu isme sıfat olmuş bir esmadır.RABBİM İNŞAALLAH bu esmayı üzerimde ve ümmeti muhammedin üzerinde tecelli ettirir.
Selam aleyNA inşallah iyisinizdir
: ) 661 hakkında daha ayrıntılı bilgi verseniz, blogu taradım ama bu başlık altında bir yazınızı bulamadım..
ve aleyküm selam kardeşim 661 le ilgili yazıyı başkasına yazmıştım onun yorumunu silince bu şekilde kaldı,sadece ismimin cifirsel karşılığı olrak,karşılık gelen bir esmanın sayısal değeridir o kadar,isimimi yazmak yerine sayısal kullandım hepsi bu..
Yorum Gönder