Ay yüzeyinde, uzun dar vadilere, Rille125 km uzunluğunda, 400 m derinliğinde ve en geniş noktada, 1500 m genişliğe sahip Hadley Rille�yi, ziyaret etmeden önce, bir tartışma sözkonusu idi. Bazı bilim adamları, bunların nehir yatağı olduğunu ve belirli bir zamanda, buradan suların aktığını, diğer bir grup ise, bunların, lav akışından oluşmuş kanallar olduğunu, iddia etmekteydi. Bugün için, bu kanalların, magmatik denmektedir. Apollo 15 misyonu, bunlardan biri olan olduğu sanılmaktadır.
Diğer taraftan, bazı İslam bilginleri, bu uzun(125 km) ve oldukça da derin(400 m) olan Hadley Rille kanalını, Peygamberimiz Muhammed(a.s.)'ın, Ay'ı, bir mucize olarak ikiye ayırmasının, bir işareti olarak görmektedirler. Bilindiği gibi Kur'an da da; Ay'ın, "kıyametalameti" olmak üzere yarıldığı ifade edilmektedir:
"Saat(Kıyamet) yaklaştı ve Ay yarıldı."
[KAMER(54)/1]AYIN İKİYE AYRILMASI
(Insikaku'l-Kamer) Yarilmak, parçalanmak ve bölünmek anlamina gelen "insikak" kelimesiyle ay, hilâl anlamina gelen "kamer" kelimelerinden meydana gelmis olup, terkip olarak "ayin ikiye bölünmesi, parçalanmasi" demektir.
Insikak-i Kamer; ayin ikiye bölünmesi, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in mucizelerinden biridir. Kur'an-i Kerîm ve hadîs-i serifle sabittir. Buhârî ve Müslim'in rivayet ettigine göre hâdiseye bizzat sahit olan Abdullah b. Mes'ud söyle nakleder:
"Ay, Hz. Peygamber'in zamaninda iki parçaya ayrildi. Bir parçasi dagin bir tarafinda, diger parçasi dagin diger tarafinda idi. Hz. Peygamber bize sahit olunuz." dedi. (Buhârî, Tefsir, Sûretu'l-Kamer, 1; Müslim, Kiyame, 44). "Kiyamet saat(i) yaklasti, ay yarildi. Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler. " (el-Kamer, 54/12).Sahabenin ileri gelenlerinden Hz. Ali, ibn Mes'ûd, ibn Abbâs, Huzeyfe, Enes, Cübeyr ibn Mut'im, ibn Ömer gibi zatlarin bildirdigine göre; Peygamberimiz (s.a.s.) müşriklerin istekleri üzerine Mina'da ay yarilma mucizesi göstermis ve bu vakayi görenlere "sahit olunuz" deyip onlari tanik tutmustur. Hâdisenin meydana gelisi ayet ve sahih hadisle sabit olup inkâri mümkün degildir. Ebu Nuaym el-isfahanî'nin ibn Abbâs ve ibn Mes'ud'tan bildirdiklerine göre olay söyle meydana gelmistir: Müsriklerden Velid b. Mugîre, Ebu Cehl, Âs b. Hisam, Esved b. Abd-i Yagus, Esved b. Muttalib, Zem'a b. Esved, Nadr b. Hâris ve daha bir çoklari toplanarak Peygamberimiz'e, "Eger, sen gerçekten peygambersen, bize yarisi Ebu Kubeys dagi, yarisi da Kuaykian dagi üzerinde görülmek üzere, Ay'i ikiye ayir." dediler. Peygamberimiz onlara; "Eger, bunu yaparsam, iman eder misiniz?" dedi. "Evet iman ederiz" dediler. Ay'in, bedir oldugu, iyice göründügü ondördüncü gecesiydi. Peygamberimiz, müsriklerin istedikleri seyin olmasini Yüce Allah'tan diledi. Allah da, o gece ayin yarisini Ebu Kubeys dagi, yarisini da, Kuaykian dagi üzerinde dogdurunca, Peygamberimiz: "Ey Ebu Seleme b. Abdu'l-Esed Erkam b. Ebi'l-Erkam! sahit olunuz! sahit olunuz!" diyerek seslendi. ibn Mes'ud'a göre, Kureys müsrikleri bu mucizeyi görünce (peygamberimizi kastederek) "Bu da Ebu Kebse'nin oglunun bir sihridir." dediler. içlerinden Ebu Cehil ise "Gelecek yolcularinizi gözetin. Muhammed, sizi büyülemege güç yetirse bile bütün halki, bütün yeryüzünü de büyüleyebilecek degil ya! Onlara bir sorun bakalim. Onlar da sizin gördügünüz seyi görmüsler mi?" dedi. Gelenlerden sordular. Müsrikler bu mucizeyi inanmak için degil, islâm davasina engel olabilecek bir sey gözüyle baktiklari için, hâdiseyi gördükleri halde inanmadilar, "Süregelen bir büyüdür" dediler.
"Insikak-i Kamer mucizesi, bütün peygamberlere verilen ayetlerden hiçbiri kendisine kiyas olunamayacak derecede büyüktür. Çünkü bu mucize, gökyüzü cisimleri içinde parlak bir surette göze çarpan bir küre üzerinde izhar buyurulmustur. Bunun için insan üzerinde tesiri büyüktür ve en açik bir burhandir."
Kur'an-i Kerîm bu hâdiseyi, Kiyametin yaklastiginin büyük alâmeti olarak saymistir. Tirmizî'nin bir rivayetinde hâdisenin hem meydana geldigi zamani, hem de yeri ve keyfiyeti tayin edilerek Abdullah ibn Mes'ud demistir ki: "Biz bir kere Resulullah ile Mina'da idik. Ay iki parçaya bölündü. Bir bölügü dagin arkasinda, öbür bölügü de berisinde idi. Bunun üzerine Resulullah: sahit olunuz! Kiyamet yaklasti, yarildi kamer, buyurdu. Bir baska rivayette, Hira Dagi'ni ayin iki bölügün arasinda gördükleri ziyadesi vardir. (Tirmizî, Tefsir Sureti'l-Kamer, 1, 3, 5; ibn Hanbel, I, 456-465). Konu ile ilgili rivayetler; bu büyük mucizenin su safhalarini belirtmektedir: Mucize, müsriklerin istegi üzerine, Mekke'de, Peygamberimiz'in hayatinda kendi tarafindan, bir defa vuku buldugu ayin ikiye bölündügü ve parçalarinin dagin iki tarafina ayrildigi görülmüstür. Birbirini destekleyen bu rivayetlerin disindaki rivayet ve mütalâalar zayiftir. Bu çürük görüslerden biri de, bu mucizenin Peygamber zamaninda meydana gelmedigi, bunun Kiyamet alâmetlerinden birisi olarak ileride meydana gelecegi iddiasidir. Nesefi gibi bazi müfessirler Hasan-i Basrî'ye nisbet ederek bu iddiayi ileri sürmüslerdir. Ayette geçen "yarildi" fiilini geçmis zaman olarak degil, "yarilacak" seklinde gelecek zaman olarak düsünmüslerdir. Bu durumda "Ay, Kiyamet günü bölünecek" demek olur. Konu ile ilgili Kamer suresinin ikinci ayeti, yukarda iddia edilen manaya uygun düsmemektedir. Bu iddianin kendilerine nisbet edilen Hasan-i Basrî ve Ata ibn Ebi Rebah'in (ki bu iki zat Tabiînden, yani sahabeyi görenlerdendir) bu görüsleri hakkinda merhum Elmalili Hamdi Yazir, tefsirinde söyle diyor: "Bu iki Tabiî imami, ayette ve hadiste meshur olan geçmisteki ay'in yarilmasini inkâr etmis degil, ayetin isaret ettigi diger bir manayi tefsir etmisler ve Insikak-i Kamer mucizesinden, ileride ay'i büsbütün yarilip kiyametin kopacagi manasini anlamanin geregine isaret etmislerdir.
Insikak-i Kamer mucizesinin aklen mümkün olup olmamasi konusunda filozoflar ve kelâmcilar arasinda münakasalar olmustur. Eski filozoflara göre, gök ve gök cisimlerinin bölünüp sonra birbirine eklenmeleri mümkün degildir. Bu nedenle sakk-i Kamer mucizesi de aklen mümkün degildir. Kelâmcilar da bunlara gereken cevabi vermislerdir. Günesin ve küremizin de içinde bulundugu günes manzumesinin, kendisinden daha büyük cisimlerden ayrilarak meydana geldigini kabul eden yeni astronomi nazariyeleri, Ay'in ikiye ayrilma mucizesini kabul etmeye daha müsaittirler.
Mucize, muhatabi acze düsüren fevkalâde bir olaydir. Bu münasebetle mucizelerin akla uygun olup olmamasi münakasa konusu olamaz. Ay'in yarilmasi mucizesini akla kabul ettirebilmek için bir baska görüs ileri atilmistir: "Ay hakikatte iki parçaya bölünmemistir; Ama ona bakanlarin nazarinda öyle görülmüstür; ' Bu tezi açikça müdafaa eden sah Veliyullah Dehlevî'dir. Bu görüsün temeli de Enes b. Mâlik'in, "Mekke müsrikleri Peygamber'den bir ayet göstermesini istediler de Resulullah onlara ay'i iki parça gösterdi." seklinde rivayet ettigi hadistir. Mekkelilerin ay'i iki parçaya bölünmüs gördükleri muhakkak olmakla beraber gerçekte ay ikiye bölündü mü, yoksa Mekkelilere öyle mi gösterildi? Bu tür düsünce, mucizenin meydana gelmesini akla uygun göstermek isterken onu müsriklerin iddia ettikleri bir sihir mertebesine indirmek olur. (Tecrid-i Sarih, 1483). Mucizeyi akla uygun göstermeye çalismak, onu alelâde bir olay durumuna düsürmektir ki bu durumda hâdise, mucize olmaktan çikar. Ve akil, tabiat üstü olan olaylarin mahiyetini idraktan acizdir. Akli bunu idrake zorlamak, birçok tehlikeler dogurur.
Beyhakî'nin ibn Mes'ud'dan yaptigi bir rivayette: "Peygamber çikmazdan (Medine'ye hicretten) evvel Mekke'de iken Kamer'in iki kerre sakk oldugunu gördüm" diyor. (Ayrica bk. Ahmed b. Hanbel, III, 165). Hâfiz Ebu'l Fadl Irakî bu hadîse dayanarak Kamer'in ayrilmasinin iki kerre oldugunu söyler. Hafiz ibn Hacer de bu konuda: "Peygamber'in zamaninda insikakin iki kerre vukuunu kabul eden bir hadis âlimi bilmiyorum." diyor. ibn Kayyim el-Cevziyye de olayin bir kerre meydana geldigini söylemektedir. Insikak-i Kamer hadisesi iki degil, birdir. Ancak bu insikak esnasinda Ay simsek çakar gibi süratle iki kerre ayrilip kapanmistir. Ve iki ayrilis esnasinda da Ebu Kubeys veya Hira Dagi aradan görünmüstür.
3 yorum:
arkadaşlar bir sorum olacak.ayın ikiye ayrılmasını tüm dünya gördü mü?ltfen cevap versin bilen.delilleriyle..
Tüm dünyanın görüp görmediğini yüce ALLAH ve elçisi HZ. peygamber MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) efendimiz bilir ve şahit göstermişlerdir. inkar edilmemesi içinde KURAN-I KERİM'de belirtmiştir. Hz. peygamber MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) şöyle buyurmuştur; ALLAHA VE BENİ ELÇİSİ OLARAK KABUL EDENLER ÇOK KAZANICAK İNANMAYANLAR İÇİNDE SABIRLA BEKLEMEYİ BUYURMUŞTUR. ALLAH YANINDA OLSUN...
hadislerde mevcuttur başka yerlerden gelenler de gördüklerini ifade etmişlerdir
Yorum Gönder