SEBE SURESİ
âyet:
16 *“Temiz toplum ülkesi” deyimi, Âdem’in Şeytanının, dolayısıyla Iblis’in kirlettiği ülke değil, denmektedir. Yani olay, tamamen Hz Âdem’in cennetten kovuluş öncesini sezinletmektedir.
17 *Yani ülke temiz toplum ülkesi olarak kullanıldığı sürece “Ğafûr Rabb” ile karşılaşacaktır. Ama Iblis’in etkisiyle “kirletilen ülke” olduğu takdırde “Kahhâr Rabb” olacaktır.
18 *Iblis’in etkisine kapıldıklarında “Cennetten Kovulma” anlamında Nuh Tufanı benzeri ve yıldızlar savaşını andıran Tufan olayıyla karşılaştılar.
19 *Kovuldukları ve şeytan, dolayısıyla Iblis tarafından kirletilmiş bu dünya yaşamı anlatılmaktadır. Müfessirlerin sözünü ettikleri yeni bir ülke değildir.
20 *Bu kavim, Isra': 4. insanlaşan cinn Israiloğulları olamaz mı? Insanın aklına tarihte okuduğumuz kıraçlaşmış Orta Asya, Mısır ve Hindistan'dan yayılışı gelmektedir. Hele Iblis'in de âyet: 20. söz konusu edilmesi Âdem AS'ın Saffat: 62, Duhan: 43. cennetten kovuluşunu ve Gılgameş Destanını çağrıştırmaktadır.
21 *Meleklerce nur deryasına daldırdığımız... Bu “mübârek” deyimi tefsirlerde geçtiği biçimiyle maddî bolluk ve beketlilik anlamında değildir. Merkür veya Venüs veya Titan... neden olmasın? Bu gezegenlerde, hayat izi aranmakta ve belgeler bulunmaktadır. Kaldı ki cinn boyutunda yaşamış bu ırklar için bizim beslendiğimiz anlamda yaşam kaynağı aranmamalıdır.
22 *Ölümden sonra dirilme...
23 *Tahmininde yanılmadı, aldattı. Iblîs'in dürtülerine uydular. Ancak Allah, âhirete inananlarla ondan şüphe edenleri ortaya çıkarmak, herkese bildirmek için Iblîs'e bu fırsatı verdi, gönüllerine düşünceler atmasına müsâade etti. Iblîs'in aldatması, Allah'tan bir sınavdır. Melekler insana iyi düşünceler, şeytanlar ise kötü düşünceler atarlar. Insan bu iki düşünce arasında bir seçim yapmak zorundadır. Allah o kimsenin hangi yolu tutacağını bilir ama onun Allah'a karşı bir bahanesi kalmamak için onu böyle sınavdan geçirir. Her işi saklar, bir gün yapanların karşısına çıkarır. S. Ateş
24 *Tarihçi Hemedânî, bu ülke halkının ticârî etkinliklere yoğun ilgilerinin bulunduğunu, ta Suriye'den gelen kara ticaret yolunu deniz yolu ticaretiyle Hindistan ve Çin'e kadar uzatan "Baharat Yolu"nun kavşak noktasını bu ülkenin oluşturduğunu yazmaktadır. Gerçekten onlar insanların yapamayacağı ve dünyanın yedi harikasından birkaçını insanlık tarihine yazdıran yarım cinn bir ırktırlar. Burada Gılgamış Destanına konu olan olaylar ve nurdan bir parça ülkelerinden kovuldukları çorak topraklı ülke anlatılmaktadır. Gılgamış Destanı - Kitab-i Mukaddes
Yıkıldığı anlatılan bir baraj bulunmayıp bundan amaç onların gezegenlerinde gerçekleşip Gılgamış Destanında da geçen Nuh Tufanıdır. Onların uygarlıklar kuran torunlarının sanayi güçleriyle yaptıkları barajlar olabilir; ama Tufan tarihi bilinmeyen bir ırkın ürünüdür. Bunların işledikleri günah yeryüzünde değil, Iblis’in etkisiyle kendi gezegenlerinde gerçekleşen yıldız savaşları sonucu kovulmakla sonuçlanmıştır. Sebe' ülkesinin Süleyman AS ile birlikte anlatılması, aynı ırktan olmaları, Belkîs’in de bu ırktan ve o az inanmış kesimden olmaları yüzündendir. Burada boyut değiştirip cinn iken insan kılığına girdiklerinden zaman kavramı yeniden ayarlanmış, yeni kimlikleriyle yol alma ve gidiş-geliş hızları ayarlanmıştır.
25 *Birbirlerinden çok uzak bölgelere bırakılmalarını istemişlerdir. Bu isteyiş dünyada değil, kendi cinnler dünyasından insanlığa geçiş sırasında olmuş olabilir.
26 *Belkîs, Kleopatra ve Afrodit gibi adlarla birçok Mısır, Roma ve Yunan efsane, destanlarına konu olurken tanrısal güçlere hanımlık yapmış gözükmektedir. Allah Taâlâ’nın göklerde dolaşan enerjetik düşünen zekâları, destanlarda tanrılaştırılmışlardır. Imam Mevdûdî'nin açıklamalarına göre bu ülkede yapılan kazılarda ele geçirilen kitabelerde "Göklerin Sahibi Melik", "bu mabet, ilah zû semâvîye aittir", "Göklerin ve yerin sahibi ilahın yardım ve rızasıyla!" biçiminde deyimler geçmektedir. Mısır'a ve Mısır üzerinden Roma ve Yunan Uygarlıklarının edebiyatlarını süsleyen tragedya tanrılarının ana kaynakları arasında Sebe' tanrıları vardır: "El-maka" Ay Tanrısı, "Ester" Venüs, "Zat Hamîm" ve "Zât Heman" Güneş Tanrısı, "Herimet" vb tanrıları bulunmaktadır. Krallar o tanrıların gölgesi durumundaydılar. Bu tanrılar adına mabetler yapıldığı ve adlarına sunaklar sunulduğu söylenmektedir.
Ilk Sebe' krallarına, rahip-kral olarak tanrılarla yakın bağı bulunan kişi gözüyle bakılmıştır. Daha sonra Himyerler olarak Arap Yarımada-sına dağılmışlardır. Ebraha bu ırkın son kalıntılarındandır. Diyebiliriz ki ülke insanına ticareti, tarımı, sulamayı, gemi yapım ve kullanımını bu Sebe''liler öğretmiştir. Dünyada ilk gökdelen kaleyi yirmi katlı olarak bir tepeye onlar kurmuşlardır. 743
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder