Bu Blogda Ara

20 Eylül 2008 Cumartesi

Hazreti Süleyman'ın Büyük Gizemi

Semavidinlerin en önemli ve en gizemli peygamberlerden bir tanesi Hazreti Süleyman’dır. Kuran-ı Kerim’de Hazreti Süleyman dan bahsedilirken, ona verilen bilgi ve zenginlikten bahsedilmiştir. Ayrıca onun çok hızlı bir araca sahip oldu da anlatılmıştır.
Sebe Suresi’nin 10 ayet ve devamında “Guduv” gidişi, “Revah” ise gelişi anlatır. Kısacası Süleyman’ın bineğinin gün, bizim saydıklarımızla 1000 yıldır. Demek ki Süleyman’ın bineğinin hızı 1000 x 60 = 60 BİN YIL SAATTİR. BU DA SANİYEDE 1000 IŞIK HIZI DEMEKTİR. Bu hıza insanoğlunun ne zaman ulaşacağı veya böyle bir gemiyi ne zaman yapacağı ise bilinmemektedir.


İnsanın bugün keşfettiği en büyük hızı ışık hızıdır. Bu da saniyede 300 bin kilometreye denk düşer. Oysa Tasavvufta NUR HIZI denilen ve hayalden daha süratli olan bir hız birimi vardı. Işık uzayın bütün kavislerini ve bükeylerini tarayarak geçer. Hz. Süleyman’a verildiği belirtilen bineğin hızı ışık hızının çok çok üstündedir ve yüksektir. Bu durum da aklımıza ışınlanmayı getiriyor. Işınlanmanın sürati göz açıp kapayıncaya kadar kadardır. Seba Melikesi Belkıs’ın tahtı bu sürede Yemen’den Kudüs’e taşınmıştır ve üstelik bunu “Reculün indehu minelkitabi ilmün” Kitabı ve tecrübi bilgilere sahip bir adamdan bahsedilmektedir. Bu ifade bize bilimsel çalışmalarla insanların varabileceği en üst noktayı göstermektedir. Çünkü bu işi yapmaya cin taifesinden bir tanesi de talip olmuştu, ancak onun tanıdığı süre biraz daha uzundu. Yani ayağa kalkıp oturacak kadar bir süre. Hz. Süleyman bu süreyi uzun buldu ve bugünün ifadesiyle teknolojik bilgiye sahip olan yardımcısından talep etti. Taht anında hazır oldu.


Olayın devamında Hazreti Süleyman ile görüşmeye gelen Belkıs kendi tahtını görünce “Sanki O” gibi bir cevapvererek sanal gerçekçilik diye nitelendirilen bir şekilde hitap etmiş olur.


Işınlanma olayı Amerika’da ilk defa 1943 yılında yapılan meşhur Philadelphia Deneyi ile gündeme gelmiştir. Norfol limanından bir savaş gemisi 1000 kilometre ötedeki Philadelphia’ya enerji verilerek ışınlandı. Deney kısmen başarılı oldu. Fakat mürettebat garip şekillerde ölünce, deney rafa kaldırıldı. Onun yerini Atom Bombası deneyleri aldı. O başarıldı.


Işınlanma olayı daha sonra 1960’lı yılların sonlarında ABD Televizyonlarında yayınlanmaya başlanan Uzay Yolu dizisinde ortaya çıktı. Bir gezegenin yörüngesine giren Kaptan Kirk ve arkadaşları o gezegene genellikle ışınlanma yoluyla gider gelirlerdi.

Geçtiğimiz günlerde ise ABD’li bilim adamları yaptıkları açıklamada bir maddeyi bir yerden başka bir yere ışınladıklarını açıkladılar. Demek ki ışınlanma deneyleri gizli gizli sürüyormuş. Peki İslam Tasavuffunda bunun karşılığında ne vardır. “Tayibi Mekan” vardır. Mesela bir çok Veli gibi zatlar göz açıp kapayıncaya kadar bir yerden bir yere giderlerdi. Bu kişiler Allah2ın birer sevgili kulu olduklarından dolayı bu bilgiye sahiptirler. Amerikalılar ise bu konuyu bilimsel olarak araştırırken, Müslümanlar ise hiç bu konuda düşünmeden, Onlar Allah’ın sevdiği kullardan, onun izniyle bir yerden bir yere giderler diyerek kestirip, hiç düşünmüyorlar.

1 yorum:

halil dedi ki...

merak ettiğim bir şey var. nerden neyi bağlaman gerektiği halde nerden nereyi bağlamışsın.
ışık hızı zaten maddesel oramın üstünde bir olay. bedensellik mantıken o hıza ulaşamaz. yani ruh ulaşabilir.
o da Allah'ın emriyle olur. maddelerin bu hıza ulaşması zaten Allah'ın emriyledir.
lakin zamansızlık söz konusudur.

Allah bizim bildiğimiz şu zaman içinde atıyorum herhangi bir gezegen oluştursa bunu aslında aklımız 5 milyar yıl yada her ne kadar zaman diliminde oluştuğunu anladıysak o kadar zaman dilimi kadar bir zaman otomaitk olarak oluşacaktır.
zaten diğer boyutlarla arasındaki olay zamansızlık.

ayrıca zaman bizim beyinsel algımızdır. yosa zaman sadece atom hareketlerininden algılayarak anladığımızdır. yani bunlar belirli bir hızdadır. bizim bedenimizde elementsel olarak bu şekildedir.

yani istesekte o teknolojiye ulaşamayız. beyinselliğin bir gerekliliği de kalmaz.
ileri teknoloji yada ileri bir beyin söz konusu değil. Allah emretmediği sürece değil.
zaten elementlerde atomalrın zamanla ilgili herhangi bir fonksiyonu yok.
yaşlanmazlar veya buna benzer etki göstermezler.

saniyede 1000 ışık yılı Allah'ın emriyle, doğal olarak mümkün olabilecek şekilde yaratılmıştır.
tek açıklaması bu.
biz beyinsel açıdan da bu olayı gerçekleştirmemiz olanaksız.
zaten hangi doğa olayını gerçekleştirebiliyoruz ki ?
biz doğayı kullanabiliriz. ancak doğadaki herhangi bir olaya etki etmeye çalışmamız onu bozmamız demektir.
yani basitçe bazıları var.
örneğin bize bahşedilen hayvanlar dışında hayvanları öldürmek. veya deney yapacaz diye koskoca dağı ortadan kaldırmak. yada buzları eritmek. ama bu büyük oranda olursa mümkün.
zaten insanın yaptığı doğadaki değişiklikler bir süre sonra yine yerine oturur. yani düzene girer.

şimdi Hz. Süleymanın gemisiyle o hıza ulaşması Allah'ın insana gösterdiği bir oalydır. başka bir şey değil.
bu salak ameirkalıların bunları yaptığını yada yaklaştığını iddia etmesi tamamen safsatadan ileri gelir.
çünkü insan beyninin algılayabilecği bir olay değildir.

ayrıca Nur. bir hız değildir. Nur zaten anında aydınlatan bir varlıktır. Allah'ın emriyle olur.

bize göre bir zaman kavramı bulunur. örneğin meleklerin cennetten dünyaya gelebilmeleri 1 gün sürüyormuş. aslında sonsuz hayata sahip olan biri için 1 gün zaman sayılmaz.
sonsuz bir hayata sahip olsaydık zaten zamanı saymazdık. :)

zaten zamansızlığın olayı bu.
yoksa zaman varda şu kadar zamanda ışık hızı oluşuyorda yok bilmemne.
böyle bir olay yok. sadece atomun hareketi ve hızı var. zaman ve matematiksel hesaplar bunu beyinsel olarak algılamamızı sağlar.
çünkü başka türlü insani bir algılama mümkün olmaz. beden bu işe yarar.
ayrıca beden ve ruh arasındaki bağım net olarak bulunur. bu da ayrı bir konu.

ve herşeyi yerinde kullansak fena da olmaz.
amerikalılara inançsız demiyorum.
ama ateist bilim adamlarının söyledikleri saçma.
çünkü zaten cevapları olan şeylerin açıklamalarını kalkıp kafalarına göre yapıyorlar.
saniyede 1000 km yi açıklaması zaten yapılmış.

lakin herşeyin cevabı açıktır.
herşeyin yaratıcı Allah herşeye bir nedenle yaratmıştır.
şu 1 anlık dediğimiz kelime zaten bu yüzden var. aslında 15 milyar yıl sadece 1 anlık zamanda geçmektedir.
zamansızlığın anlamı bu.

zaten göreceli bir kavramdır.
ancak zaman insanın bedensel algısı dışında bir olay değildir.

bu arada Kuran bunu açık açık anlatmıştır. oradada bizim beynimizde algılanabilecek şekilde anlatılmıştır.
aynı şekilde Kuranda zaman ve mekan kavramlarının nasıl işlediği bellidir.

bu arada Nur ile ışık farklı şeyler.
Nur saftır. ancak ışık bir atomik harekettir. ve evrendeki dengheyi sağlar.

belkide yaşamak için uğraşsak dah iyi olur.
bir şeyler yapacaz diye diğer insanların canını sıkmasak bu daha doğru olur.
kalkıp amerikada şu oldu bu oldu gibisafsatalarla bunları açıklayacağına.
zaten bunun açıklaması vardır. bunu o şekilde anlatsan iyi olur.


saygılar.