Bu Blogda Ara

6 Mayıs 2009 Çarşamba

PEYGAMBERLER PEYGAMBERİ'NİN SANCAĞI- TARIK YILDIZI- UKAB

Bir topluluğun en önemli sembollerinden biri bayrak ve sancaktır. Her ikisi de, en küçük birimden en büyük birime kadar o topluluğu sembolize eder…

Sancaklar arasında bir sancak vardır ki taşıdığı anlam ile ve önem ile diğer sancaklardan ayrılır. 1400 yıldır İslam'ın sembolü olan bu sancak kutlu Peygamberimiz, Hz. Muhammed (s.a.v)'in Ukab isimli emaneti olan Sancak-ı Şerifi'dir.
HZ. PEYGAMBER HER KATILDIĞI SAVAŞA UKAB İLE GİRMİŞTİR. (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com)

Arap kabileleri arasında sancağın yere düşmesi yenilmek anlamına geliyordu. Böyle bir şey olduğunda askerler mağlubiyeti kabul ederek dağılırlardı. Bu yüzden sancağı taşıyan kişi yaralandığında veya öldüğünde onu taşıyacak sonraki kişi belliydi ve hemen sancağı devralırdı. RESULLULLAH (S.A.V) KULLANILACAK SANCAKLARIN HEP BEYAZ OLMASINI EMRETMİŞTİ, ANCAK UKAB SİYAH RENKLİ İDİ. BU SANCAK'IN DİĞERLERİNDEN BAŞKA BİR FARKI DA YÜNLÜ BİR KUMAŞTAN YAPILMIŞ OLMASIYDI.

İslam öncesi, Kureyş kabilelerinde kullanılan bu sancak tüm Arapları birleştirici bir öneme sahipti. O dönemdeki tüm kabileler de, İslamiyet'in yayılması safhasında bu sancak altında birleşiyorlardı. Peygamber Efendimiz (sav)'in bu sancak dışında, ordusuna ait birçok sancak daha vardı ama Başkomutanlığa özel olan sancak Ukab'tı. İslamiyet'in yayılmasından ve Hz. Peygamber (s.a.v)'in vefatından sonra dört halife bu şerefli emaneti almışlardı. Resmi kayıtlara göre daha sonra Emevi ve Abbasi halifelerine intikal eden sancak, MOĞALLAR'IN BAĞDAT'I İŞGAL ETMESİYLE ABBASİ HALİFESİ TARAFINDAN MISIR'A GÖTÜRÜLDÜ. UKAB, YAVUZ SULTAN SELİM HAN TARAFINDAN MISIR'IN ALINMASIYLA DA OSMANLILARA GEÇMİŞTİR. YAVUZ SULTAN SELİM, MISIR DÖNÜŞÜ SANCAĞI İSTANBUL'A GETİRMİŞ VE O TARİHTEN İTİBAREN PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN EMANETİ OLAN UKAB, İSTANBUL'DA BULUNMAKTADIR.

Sancak-ı Şerif Osmanlı'ya geçtikten sonra savaşlarda kullanılması adet olmuştu. Ordunun savaş alanına çıkmasından bir süre önce Sancak-ı Şerif bulunduğu yerden çıkarılır ve hazırlık yapılırdı. Bu sancak, savaş alanlarına muhafazası ile birlikte götürülür ve sancaktarlar tarafından korunurdu. Sancak-ı Şerif'in ordu ile beraber olması çok büyük bir Şevk unsuru olarak kabul edilirdi.


Yüzyıllarca, İslam ahlakının bayraktarlığını yapan Osmanlı imparatorluğu, Sancak-ı Şerif'in İstanbul'a gelmesi ile büyük bir onura erişmiştir.

Peygamber Efendimiz (sav)'e ait,
UKAB İSİMLİ SANCAK, BU ÖZELLİĞİNİN YANI SIRA ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUNUN DAHA ALAMETİ VE MÜJDECİSİDİR. Hz. Peygamber (sav) bu Sancak'ın açılacağı zamanın, Kuran ahlakının yaşanacağı bir dönem olan ahir zamanın müjdesi olacağını bildirmiştir. Hadislerde şu şekilde bildirilmiştir:

Abdullah b. Şurefe'den rivayet edildi ki:
MEHDİ'NİN BERABERİNDE SÜSLENMİŞ BİR HALDE PEYGAMBERİMİZ (S.A.V)'İN BAYRAĞI OLACAKTIR (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.65) .
PEYGAMBER (S.A.V)'İN SOFTAN BAYRAĞI İLE ÇIKACAKTIR. O BAYRAK DÖRT KÖŞELİ OLUP, DİKİŞSİZDİR VE RENGİ DE SİYAHTIR. ONDA BİR HİCR (HALE) BULUNUR. O RESULULLAH (S.A.V)'İN VEFATINDAN BERİ AÇILMAMIŞ OLUP MEHDİ ÇIKINCA AÇILACAKTIR(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.23) .
ALAMETLERE GELİNCE; BERABERİNDE ALLAH RESULÜNÜN (S.A.V) GÖMLEĞİ, KILICI, SANCAĞI BULUNACAKTIR. O SANCAK Kİ PEYGAMBERİN (S.A.V) VEFATINDAN BUGÜNE KADAR HİÇ AÇILMAMIŞTIR. MEHDİNİN ZUHURUNA KADAR DA AÇILMAYACAKTIR(Kıyamet Alametleri, s.164) . HZ. MEHDİ, PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)'İN BAYRAĞIYLA ÇIKACAKTIR. O BAYRAK DİKİLMEMİŞTİR, SİYAH VE DÖRT KÖŞELİDİR. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V)'İN VEFATINDAN SONRA HİÇ AÇILMAMIŞ OLUP ANCAK HZ. MEHDİ TARAFINDAN AÇILACAKTIR (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-i Mehdiy-il Muntazar, ss.41-42, 52, 54) .
Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde rengi, şekli, dikişi hakkında bilgi verilen sancak bugün Topkapı Sarayı'nda Kutsal Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir.

Ahir zamanda ancak Hz. Mehdi tarafından açılacağı bildirilen bu Sancak'ın önemli bir özelliği de Peygamberimiz (sav)'in
"VEFATINDAN BUGÜNE KADAR HİÇ AÇILMAMIŞ" olmasıdır. Tarihi kaynaklara göre; günümüze kadar Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere hiçbir devlet tarafından, Peygamber Efendimiz (sav)'in zatına hürmeten açılmayan sancak, götürüldüğü savaşlarda ve törenlerde kılıfından dahi çıkarılmamıştır. 1400 yıldır bu şekilde muhafaza edilen sancak Hz. Mehdi'nin gelişi ile İslam ahlakının hakim olacağı dönem olan ahir zamanda açılmayı beklemektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

UKAB/OKAB

Ukab (okab) arapçada Toz,Duman ve Kartal Takımyıldızı anlamına gelir. Kartal Takımyıldızının diğer bir ismide "DENEB EL OKAB" DIR. Bu manada Resulullah Efendimizin (SAV) sancağı Ukab, (okab) kainatın içindeki risaletini ve Allah'ın (c.c) Halifesi olduğunun delilidir. 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz Henüz gökler keşfedilmemişken kendisi kainattaki bütün galaksilerin ve yıldızların ilmine sahip olduğunun delili olarak kainatın genel rengindeki siyah zemin üzerine yine bir gök cismi olan hilali koyarakzamanımıza ilmi bir mucize bırakmıştır. Unutmayın ki kainattaki bütün gezegenlerin bağlı olduğu bir güneş vardır. Bu güneşin etrafında dönen her gezegen belli dönemlerde hilal şeklini alırlar. Bu sebepten Resulullah Efendimizin sancağının siyah rengi kainatı, hilalide bütün kainat içerisindeki gezegenleri temsil eder. UKAB'IN BİR MANASIDA "DUMAN"DIR. Kainat ilk yaratıldığında henüz gezegenler oluşmadan önce duman halinde idi.

"SONRA DUMAN HALİNDE OLAN GÖĞE YÖNELDİ. GÖKLERE VE YERLERE İSTEYEREK VEYA İSTEMEYEREK GELİN DEDİ. YERLER VE GÖKLER İSTEYEREK GELDİK DEDİLER" Fussilet Suresi-11

Yine Resulullah Efendimiz bugün kainat içerisinde kartal bulutsusu'da (okab) yerleri ve gökleri temsil eden sancağının ahir zamandaki mucizesini ispat etmektedir
. AYRICA UKAB DÜNYAMIZ İÇİN ÖNEMLİ OLAN ÜÇ AYRI TAKIMYILDIZININ KUĞU(CYGNUS), VEGA(LYRAE), KARTAL (OKAB) YAZ AYLARINDA BİRARAYA GELEREK YAZ ÜÇGENİNİ OLUŞTURURLAR. BU YILDIZTAKIMLARININ LİDERİ KARTAL (UKAB) TAKIMYILDIZIDIR.

Kuğu takımyıldızı musevilik dinini temsil eder, Vega takımyıldızı hıristiyanlık dinini temsil eder,Kartal (Ukab) takımyıldızı İslam dinini temsil eder. İşte uzun süren kış ve karanlık dönemden sonra Resulullah Efendimizin müjdesi ve mucizesi olarak bu uyanma baharının ardından o Mubarek Peygamberin Sancağı tüm insanlarla beraber diğer dinleride Ukab'ın altında birleştirmek üzere tüm insanlığa bu baharda gönderilmiştir. Hh

DENEB EL UKAB SAMANYOLUNDAKİ

EN PARLAK YILDIZDIR.

Güneşimizden kat kat büyüktür.
Kuran-ı Kerim'de Resullulah Efendimizin sancağı olan Ukab'dan şöyle bahseder;


1-Göklere yemin ederim ki, Tarık'a yemin ederim ki


2-Tarık nedir bilir misin?


3-O parlayan bir yıldızdır.
(Tarık Suresi 1-2-3)

Bu üç ayette bahsedilen Tarık, Allah'a giden yolu gösteren Resulullah Efendimizin, Mubarek sancağında temsil edilmiştir. Ve ahirzamanda da hak ile batılı ayıracak yerlerin ve göklerin sembolü olacaktır. Bu mubarek sancağın temsil ettiği Hz. Peygamber Efendimiz, İslam dini ve Kuran-ı Kerim işte bu dönemde gerçek manada hak ile batılı ayıracaktır.

"Kuran (Hak ile batılı) ayıran sözdür." Tarık Suresi-13
"ONLAR BİR TUZAK KURARLAR,BENDE BİR TUZAK KURARIM." Tarık Suresi 15-16

Resulullah Efendimiz'in sancağı mubarek Ukab ahirzamanda cehalet ve inkar karanlığını delen yıldız olarak Kuran-ı Kerim'de anlatılmıştır.

To replace this placeholder, please upload the original image (C:\DOCUME~1\Baki\LOCALS~1\Temp\msohtml1\05\clip_image006.jpg) on server and insert it in the document.

Yukarıdaki resimde de siyah fon üzerine Hilallerin bütünlediği Resulullah Efendimizin sancağı olan Ukab'ın kainattaki gerçek görüntüsüdür.

Hiç yorum yok: