27 Aralık 2009 Pazar

Uzayın Karanlıklarını Aydınlatan Takımyıldızı; Tarık/ Ukab/ Kartal Takımyıldızı (ve Hz. Muhammed)

Uzayın Karanlıklarını Aydınlatan Takımyıldızı; Tarık/ Ukab/ Kartal Takımyıldızı (ve Hz. Muhammed)
!


Venüs/ Akşam-Sabah Yıldızı/ Çoban Yıldızı:

!
Venüs; Güneş Düzeneği içinde Merkür ile Dünya arasında yer alan gezegen. Güneş Düzeneği dışındaki Sirius’tan 12 kez daha parlaktır. Güneş batmadan ve doğmadan önce parlamaya başlar ve çobanlara yol gösterir. Çoban ve Sabah Yıldızı da denilir. Diğer gezegenlerin tersine olarak döner… (BLM  23/12153)       
İmanuel Velikovski’ye göre “Ters dönen Venüs Güneş Düzeneğine sonradan girmiş ve Hz. Musa İsrail Oğulları ile Kızıldeniz’i geçerken Dünya’ya yakın geçerken sular çekilmiş ve İsrail Oğulları karşıya geçmişler, Firavun ve ordusu ise boğulmuştur…”
Ansiklopedilerde  Venüs’e Tarık Suresinde geçen Tarık Yıldızı denildiği görülmektedir. Oysa ki esas Tarık Yıldızı, Güneş, Ay, Venüs, Sirius’tan sonra en parlak yıldız topluluğu olan Ukab veya Kartal Takımyıldızı’dır. Tarih boyunca bir çok devletin bayrağında Kartal veya Çift Başlı Kartal simgesi işlenmiştir. Bu simge ya kartal Takımyıldızının simgesi veya oradan gelip giden ve Kartal suretinde görünen 1. Gök Katı Bekçisi Meleğin  veya onun meleklerinin kılavuzluğunda göklere çıkıp inerek insanlara yol gösteren elçilerin anlattıklarının simgesi olarak işlenmiş olsa gerektir.
!
      
 !
          
!
Allah’ın Resulü ise Evren Uzayının karanlığını bayrağın rengi, üstte Kelimei Tevhid ve altta Evren ve Yıldızları olarak Hilal Ayı simge olarak seçmiş, böylece kendisinin de yeryüzündeki karanlıkların Tarık Yıldızı olduğu anlayanlara sezdirmek istemiştir…
!
Tarık Yıldızı ve Tarık Suresi:
!
Peygamberler Peygamberi’nin Sancağının Simgesi; Tarık Yıldızı/ Ukab/ Kartal Takımyıldızı (Aquila)
!
Bir topluluğun en önemli sembollerinden biri bayrak ve sancaktır. Her ikisi de, en küçük birimden en büyük birime kadar o topluluğu sembolize eder… Sancaklar arasında bir sancak vardır ki taşıdığı anlam ile ve önem ile diğer sancaklardan ayrılır. 1400 yıldır İslam’ın sembolü olan bu sancak kutlu Peygamberimiz, Hz. Muhammed (s.a.v)’in Ukab isimli emaneti olan Sancak-ı Şerifi’dir. HZ. PEYGAMBER HER KATILDIĞI SAVAŞA UKAB İLE GİRMİŞTİR. (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com
!
 
!
Arap kabileleri arasında sancağın yere düşmesi yenilmek anlamına geliyordu. Böyle bir şey olduğunda askerler mağlubiyeti kabul ederek dağılırlardı. Bu yüzden sancağı taşıyan kişi yaralandığında veya öldüğünde onu taşıyacak sonraki kişi belliydi ve hemen sancağı devralırdı. RESULLULLAH (S.A.V) KULLANILACAK SANCAKLARIN HEP BEYAZ OLMASINI EMRETMİŞTİ, ANCAK UKAB SİYAH RENKLİ İDİ. BU SANCAK’IN DİĞERLERİNDEN BAŞKA BİR FARKI DA YÜNLÜ BİR KUMAŞTAN YAPILMIŞ OLMASIYDI.
İslam öncesi, Kureyş kabilelerinde kullanılan bu sancak tüm Arapları birleştirici bir öneme sahipti. O dönemdeki tüm kabileler de, İslamiyet’in yayılması safhasında bu sancak altında birleşiyorlardı. Peygamber Efendimiz (sav)’in bu sancak dışında, ordusuna ait birçok sancak daha vardı ama Başkomutanlığa özel olan sancak Ukab’tı. İslamiyet’in yayılmasından ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in vefatından sonra dört halife bu şerefli emaneti almışlardı. Resmi kayıtlara göre daha sonra Emevi ve Abbasi halifelerine intikal eden sancak, MOĞOLLAR’IN BAĞDAT’I İŞGAL ETMESİYLE ABBASİ HALİFESİ TARAFINDAN MISIR’A GÖTÜRÜLDÜ. UKAB, YAVUZ SULTAN SELİM HAN TARAFINDAN MISIR’IN ALINMASIYLA DA OSMANLILARA GEÇMİŞTİR. YAVUZ SULTAN SELİM, MISIR DÖNÜŞÜ SANCAĞI İSTANBUL’A GETİRMİŞ VE O TARİHTEN İTİBAREN PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN EMANETİ OLAN UKAB, İSTANBUL’DA TOPKAPI SARAYI MÜZESİ’NDE BULUNMAKTADIR.


Sancak-ı Şerif Osmanlı’ya geçtikten sonra savaşlarda kullanılması adet olmuştu. Ordunun savaş alanına çıkmasından bir süre önce Sancak-ı Şerif bulunduğu yerden çıkarılır ve hazırlık yapılırdı. Bu sancak, savaş alanlarına muhafazası ile birlikte götürülür ve sancaktarlar tarafından korunurdu. Sancak-ı Şerif’in ordu ile beraber olması çok büyük bir Şevk unsuru olarak kabul edilirdi. (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com
Yüzyıllarca, İslam ahlakının bayraktarlığını yapan Osmanlı imparatorluğu, Sancak-ı Şerif’in İstanbul’a gelmesi ile büyük bir onura erişmiştir. Peygamber Efendimiz (sav)’e ait, UKAB İSİMLİ SANCAK, BU ÖZELLİĞİNİN YANI SIRA ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUNUN DAHA ALAMETİ VE MÜJDECİSİDİR. Hz. Peygamber (sav) bu Sancak’ın açılacağı zamanın, Kuran ahlakının yaşanacağı bir dönem olan ahir zamanın müjdesi olacağını bildirmiştir. Hadislerde şu şekilde bildirilmiştir:
!
“Abdullah b. Şurefe’den rivayet edildi ki: “Mehdi’nin beraberinde süslenmiş bir halde Peygamberimiz (s.a.v)’in bayrağı olacaktır.” (kitab-ül burhan fi alamet-il mehdiy-il ahir zaman, s.65).

“Peygamber (s.a.v)’in softan (yünden) bayrağı ile çıkacaktır. o bayrak dört köşeli olup, dikişsizdir ve rengi de siyahtır. onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (s.a.v)’in vefatından beri açılmamış olup mehdi çıkınca açılacaktır.” (kitab-ül burhan fi alamet-il mehdiy-il ahir zaman, s.23) .


“Alametlere gelince; beraberinde Allah Resulünün (s.a.v) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. o sancak ki peygamberin (s.a.v) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdinin zuhuruna kadar da açılmayacaktır.” (kıyamet alametleri, s.164) .


“Hz. Mehdi, Peygamber Efendimiz (sav)’in bayrağıyla çıkacaktır. O bayrak dikilmemiştir, siyah ve dört köşelidir. Peygamberimiz (s.a.v)’in vefatından sonra hiç açılmamış olup ancak Hz. Mehdi tarafından açılacaktır (el kavlu’l muhtasar fi alamet-i mehdiy-il muntazar, ss.41-42, 52, 54) .

!
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde rengi, şekli, dikişi hakkında bilgi verilen sancak bugün Topkapı Sarayı’nda Kutsal Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir. Ahir zamanda ancak Hz. Mehdi tarafından açılacağı bildirilen bu Sancak’ın önemli bir özelliği de Peygamberimiz (sav)’in “VEFATINDAN BUGÜNE KADAR HİÇ AÇILMAMIŞ” olmasıdır. Tarihi kaynaklara göre; günümüze kadar Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere hiçbir devlet tarafından, Peygamber Efendimiz (sav)’in zatına hürmeten açılmayan sancak, götürüldüğü savaşlarda ve törenlerde kılıfından dahi çıkarılmamıştır. 1400 yıldır bu şekilde muhafaza edilen sancak Hz. Mehdi’nin gelişi ile İslam ahlakının hakim olacağı dönem olan ahir zamanda açılmayı beklemektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com
!


Kartal Takımyıldızı/ Ukab/ Okab

!
Ukab (okab) arapçada Toz, Duman ve Kartal Takımyıldızı anlamına gelir. Kartal Takımyıldızının diğer bir ismide “DENEB EL OKAB” DIR. Bu manada Resulullah Efendimizin (SAV) sancağı Ukab, (Okab) kainatın içindeki risaletini ve Allah’ın (c.c) Halifesi olduğunun delilidir. 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz Henüz gökler keşfedilmemişken kendisi kainattaki bütün galaksilerin ve yıldızların ilmine sahip olduğunun delili olarak kainatın genel rengindeki siyah zemin üzerine yine bir gök cismi olan hilali koyarak zamanımıza ilmi bir mucize bırakmıştır. Unutmayın ki kainattaki bütün gezegenlerin bağlı olduğu bir güneş vardır. Bu güneşin etrafında dönen her gezegen belli dönemlerde hilal şeklini alırlar. Bu sebepten Resulullah Efendimizin sancağının siyah rengi kainatı, hilali de bütün kainat içerisindeki gezegenleri (uzayı ve evreni) temsil eder. UKAB’IN BİR MANASI DA “DUMAN”DIR. Kainat ilk yaratıldığında henüz gezegenler oluşmadan önce duman halinde idi. (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com
!
 “Sonra duman halinde olan göğe yöneldi. Göklere ve yerlere isteyerek veya istemeyerek gelin dedi. Yerler ve gökler isteyerek geldik dediler” Fussilet 11
!
Yine Resulullah Efendimiz bugün kainat içerisinde Kartal Bulutsusu’nda (Ukab’da) yerleri ve gökleri temsil eden sancağının ahir zamandaki mucizesini ispat etmektedir. AYRICA UKAB DÜNYAMIZ İÇİN ÖNEMLİ OLAN ÜÇ AYRI TAKIMYILDIZININ KUĞU (CYGNUS), VEGA (LYRAE), KARTAL (OKAB) YAZ AYLARINDA BİRARAYA GELEREK YAZ ÜÇGENİNİ OLUŞTURURLAR. BU YILDIZTAKIMLARININ LİDERİ KARTAL (UKAB) TAKIMYILDIZIDIR. (www.hakanyilmazcebi.com, www.netpano.com
!
Kuğu Takımyıldızı Musevilik dinini temsil eder, Vega takımyıldızı Hıristiyanlık dinini temsil eder, Kartal (Ukab) takımyıldızı İslam dinini temsil eder. İşte uzun süren kış ve karanlık dönemden sonra Resulullah Efendimizin müjdesi ve mucizesi olarak bu uyanma baharının ardından o Mubarek Peygamberin Sancağı tüm insanlarla beraber diğer dinleri de Ukab’ın altında birleştirmek üzere tüm insanlığa bu baharda gönderilmiştir.
!


Deneb El Ukab Samanyolundaki En Parlak Yıldızdır

!


     
!


Güneşimizden kat kat büyüktür. Kuran-ı Kerim’de Resullulah Efendimizin sancağı olan Ukab’dan şöyle bahseder;
!
1-Göklere yemin ederim ki, Tarık’a yemin ederim ki,
2-Tarık nedir bilir misin?
3-O parlayan bir yıldızdır.    (Tarık Suresi 1-2-3)
!



!


Bu üç ayette bahsedilen Tarık, Allah’a giden yolu gösteren Resulullah Efendimizin, Mubarek sancağında temsil edilmiştir. Ve ahirzamanda da hak ile batılı ayıracak yerlerin ve göklerin sembolü olacaktır. Bu mubarek sancağın temsil ettiği Hz. Peygamber Efendimiz, İslam dini ve Kuran-ı Kerim işte bu dönemde gerçek manada hak ile batılı ayıracaktır.
!
“Kuran (Hak İle Batılı) Ayıran Sözdür.” Tarık Suresi-13
“Onlar Bir Tuzak Kurarlar, Bende Bir Tuzak Kurarım.” Tarık Suresi 15-16
!



Resulullah Efendimiz’in sancağı mubarek Ukab ahirzamanda cehalet ve inkar karanlığını delen yıldız olarak Kuran-ı Kerim’de anlatılmıştır. Yukarıdaki resimde de siyah fon üzerine Hilallerin bütünlediği Resulullah Efendimizin sancağı olan Ukab’ın kainattaki gerçek görüntüsüdür. (Kaynak:A’raf’ın Ricalleri   Hakan Yılmaz Çebi- Cafer İskenderoğlu   www.netpano.com  )
!


Türk Bayrağındaki Ay; Evren (Ars ve Arş) Kürenin, Yıldız; Kürsi’nin (ve Tek Tan-Rı’nın) Simgesi mi?

!
Türk Bayrağını Yıldız yukarı gelecek biçimde dikine astığımızda Yıldızın Kürsi’nin ve Tek Tan-Rı’nın simgesi, Hilal Ayın da Evren Kürenin (Ars ve Arşın) simgesi olarak düşünüldüğü açıkça belli olmaktadır. Gök Bayrak; Tan-Rı’nın göğünün rengini, Al Bayrak ise dökülen kanları simgelemektedir elbette. Adem ve İdris as.lardan beri de gökleri gözlemleyen gökçe bilgeler ve yolcuları da aynı şekilde düşünüp resmetmişlerdir. Ama ne yazık ki nefis ve şeytanlarına tapınanlar Ra/ Rabb’ın simgesi olan Güneş, Ay, Gül, Lale gibi simgelerin kendilerini Amon Ra/ Güneş Tan-Rı ve hatta Şeytan/ Satan adıyla put edinip tapınmakta ve sapmakta gecikmemişlerdir. Bundan dolayı sapkınları doğru yola sokabilmek için Nebiler gönderilmiş ve Veliler görevlendirilmektedir… ( www.netpano.com   Hakan Yılmaz Çebi   www.angelfire.com/de3/dumrul   Musa Hiram     www.hakanyilmazcebi.com   www.angelfire.com/tn3/tahir   Tahir Türkkan’ın Tarih Notları       www.hermetics.org    www.harunyahya.com )
!
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder