14 Kasım 2009 Cumartesi

AMPUL, ELEKTRİK, HIZLI MADDE NAKLİ VE YENİ ULAŞIM ARAÇLARI

AMPUL, ELEKTRİK, HIZLI MADDE NAKLİ VE YENİ ULAŞIM ARAÇLARI

Allah göklerin ve yerin aydınlığıdır. Onun aydınlığının örneği: İçinde lamba bulunan bir oyuğa benzer. Lamba bir camın içerisindedir. O cam ise incimsi bir gezegen gibidir. Yakıtı, doğuya da, batıya da ait olmayan, bereketli bir zeytin ağacındandır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile aydınlık verir. Aydınlık üzerine aydınlıktır. Allah, dilediğini kendi aydınlığına yöneltip iletir. Allah insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir.

24 Nur Suresi 35

Kuran'da gelecekte icad edilecek ve insanlar için önemli olacak bazı icadlara işaretler olduğu kanaatindeyiz. Bu icadların keşfedilmediği dönemde insanların bunları anlamasına olanak yoktur. Bu yüzden bunların belli işaretlerle anlatılması gerekmektedir. Ampulün ve elektriğin olmadığı bir ortamda bir insana ampulü ve elektriği nasıl anlatabileceğinizi ve bu anlatımın o insanların zihinlerinde ne tip sorular doğuracağını bir düşünün.

Yukarıda alıntıladığımız ayette ampule ve elektriğe işaret olduğu kanaatindeyiz. Fakat bu, “Ayetin anlamı bir tek budur” anlamını taşımamaktadır. Muhakkak ki ayetin temel anlamı ampul ve elektriğe işaretten çok daha geniştir. Fakat ayet temel bir anlama işaret ederken ve bu açıklamalarında aydınlığı kullanırken, insanların ileride aydınlanmasına yarayacak ampul ve elektriğe de işaret etmektedir.

Ayetteki benzetmede ışık (Arapçası nur), cam bir kabın içinde tarif edilir. Cam kabın içindeki bu ışığın yakıtı doğuya ve batıya ait değildir. Eskiden lambalar zeytinyağıyla tutuşturulduğundan, bu ifadeyle, bilinenden yani zeytinyağından başka bir enerji akla getiriliyor. Doğu ve batı ifadesi Dünya'nın hepsini kapsamaktadır. Doğuya ve batıya ait olmayan bir enerji, o dönem için bilinmeyen bir enerji demektir. Neredeyse ateş dokunmasa bile ışık vereceğini söyleyen ifade ile birleşince, iyice elektrik ve ampul akla gelmektedir. Ateş dokunmadan yanıp ışık verilmesi, alevsiz ışık veren bir enerjiyi akla getirmektedir.

Bu ayetin elbette ki başka işaretleri de olabilir. Fakat ayetin işaretlerinden birinin ampul ve elektrik olduğu anlaşılmaktadır. Ayetin sonunda Allah'ın insanlara örnekler verip, anlatımlarda bulunduğu söylenmektedir. Bir konunun açıkça anlatılmasının muhatap tarafından anlaşılamayacağı noktada, muhataba örnekler vererek anlamasını sağlama Kuran'ın kullandığı bir metottur.

Bu ayetin bizim zihnimizde oluşturduğu hayali tablo şöyledir: Kapkaranlık bir odada hiçbir yeri görmüyorken bir lambaya basıp, alevsiz bir ateşle yaktığımız ampul; o kapkaranlık ortamın bizim için aydınlık olmasını ve bilinir olmasını sağlar. Benzer şekilde, Allah'ın varlığını bilmeden, dine inanmadan Evren'e baktığımızda her şey kapkaranlık, her şey anlamsız, her şey yokluğa gitmekte, her şey ümitsizdir. Oysa Allah'ın varlığını, dini tanıyınca karanlık odada yanan ampulun odayı aydınlatması gibi, tüm dünyamız aydınlık üzerine aydınlık olur. Amaçsız zannedilen hayata amaç, ümitsizliğin yerine ümit, yokoluş hissinin yerine var oluş geçer. Yani karanlıklar apaydınlık olur.

HIZLI MADDE NAKLİ

Kendisinde Kitap'tan bir bilgi olan birisi dedi ki "Ben sana onu getirebilirim." Onu yanında duruyor görünce: "Bu Efendimin bir lütfudur. O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemektedir. Her kim şükrederse, kendisi için şükretmiştir. Kim nankörlük ederse, gerçekten benim Efendim zengindir, şereflidir." dedi.

27Neml Suresi 40

Hz. Süleyman, Sebe melikesinin tahtını en hızlı şekilde getirmek istemektedir. Ve birisi, Hz. Süleyman'a yerinden kalkmadan onu getireceğini söyler. O'ndan sonra kendisine kitaptan bilgi verilen kişi, onu daha da hızlı bir şekilde getireceğini söyler ve Hz. Süleyman bir anda tahtı yanında bulur.

Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta bu olayı gerçekleştiren kişinin sahip olduğu bilgiye dikkat çekilmesidir. Bunu yapan kişinin Peygamber olup mucize gerçekleştirdiği, cin olup özel becerileriyle bunu gerçekleştirdiği söylenmez. Ayette bu kişinin bilgisine dikkat çekilmesi "Eğer doğru bilgiler elde edilirse çok hızlı (ışık hızı gibi bir hızda) maddenin nakledilebileceğine" işaret olduğunu bize çağrıştırmaktadır.

çağımızın bilim ve teknolojisiyle, Dünya'nın herhangi bir yerindeki maddenin sesi ve görüntüsü ayette söylenene yakın bir hızda nakledilmektedir. Fakat bu maddenin nakli demek değildir. Dünya'nın sonu gelmeden acaba insanoğlu bunu becerebilir mi? Becerse de biz görebilir miyiz? Bunları bilmiyoruz. Fakat ayetin "bir bilgiyle bu olayın gerçekleştirildiğini" söyleyen ifadesine dayanarak bilimin bunu gerçekleştirmesine ümitle bakıyoruz.

İnsanoğlu anında sesi ve görüntüyü nakletmeyi başardı. Acaba maddenin anında nakledilmesi de mümkün olacak mı?

Nitekim bilim adamları 1993 yılında bu konuda büyük bir ilerleme kaydettiler. Avusturya'nın Innsbruck üniversitesi araştırmacıları foton adı verilen ışık parçacıklarını bir yerden bir yere ışınlamayı başardılar. Anton Zeilinger başkanlığındaki araştırma ekibinin yaptığı deney sırasında A noktasındaki ışık parçacağı tamamen yok olurken, foton aynı anda hiçbir fiziki bağlantısının olmadığı B noktasında belirdi. Yakında atom ve moleküllerin de aynı yöntemle taşınması denenecek. Avusturyalı fizikçilerin bu deneyi sonunda, gelecekte insanın bir mekandan başka bir mekana ışınlanabilmesi konuşulmaya başlandı.

Tüm bu buluşları yapan bilim adamlarına alıntıladığımız ayetteki Hz. Süleyman'ın tavrı örnek olmalıdır. Hz. Süleyman gördükleri üzerine, bunun nankör mü, şükredici mi olacağının bir denemesi olduğunu anlamış ve Allah'a yönelip şükretmiştir. Bilim adamları her buluşu, Allah'ın yarattığı Evren'de, Allah'ın yarattığı kanunlarla, Allah'ın yarattığı maddede, Allah'ın kendilerine nasip ettiği beyinle, gözlerle, ellerle yaptıklarını unutmamalı ve hep şükretmelidirler…

YENİ ULAŞIM ARAçLARI

Binmeniz ve süs olarak atları, katırları ve eşekleri yarattı. Ve daha bilmediğiniz birçok şeyi de yaratır.

16 Nahl Suresi 8

Allah geçmişte yarattığı ulaşım araçlarını sayarken, o dönemin insanlarının bilmediği ulaşım araçlarının da yaratılacağını söylemektedir. Modern dünyada uçak, tren, araba gibi ulaşım vasıtalarının önemini bilen bizler, Kuran'ın bilinmeyen ulaşım araçlarının yaratılmasına niye dikkat çektiğini rahatlıkla anlayabiliriz.

Evren'in ilk yaratılış anında bütün bilimsel buluşlar potansiyel olarak vardır. Arabayı oluştururken kullanılan tüm ham maddeler, bu hammaddelerin alabileceği tüm muhtemel şekiller, arabanın yakıtı olacak petrol, tüm bu maddelerin bir araya gelip, çalışacağı Evren'in kuralları hep baştan vardır. Yani tüm buluşlar da örnek olarak ele aldığımız araba da aslında Evren'de potansiyel olarak mevcuttur. Evren'i yaratan Allah, tüm bu icatların var olabileceği şekilde Evren'i düzenlemiştir. Bize düşen Allah'ın yarattığı zihnimiz ve bedenimizle, icat ettiğimiz ve kullandığımız tüm bu nimetler için şükretmek, nankörlük etmemektir.

Gerçekten insan Efendisine karşı çok nankördür.

100 Adiyat Suresi 6

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder