6 Ekim 2009 Salı

Hazreti Muhammed’in mucizesi: Okunmuş suyun etkisi


“… cinnî etki altında olanların, büyü yapılmış olanların, Âyet-el Kûrsî ile beraber 41 defa bu sûreyi (Muavizeteyn de denilen Kul eûzü’leri) okuyup, ayrıca bu okuma sırasında, nefesi suya üfleyip içmenin bir hayli faydalı olduğu da çeşitli kaynaklardan bize ulaşmıştır.”

Aslında 1994 yılında yapılmış bir bilimsel çalışmayı günümüze taşıyan, adresini yukarıda verdiğim sözkonusu İngilizce makalenin çevirisi özetle şöyle:

“Yakın bir geçmişte kendilerine has elektrofizyolojik karakteristikleri açısından iki yeni fizyolojik durum tanımlanmıştır. Bu durumlar, zihni sakinleştirmeyi, kişinin farkındalığını kalbe yönlendirerek pozitif duygulara odaklamayı içeren özel olarak tasarlanmış zihinsel ve duygusal özyönetim teknikleri ile oluşturulmuştur.

Mevcut çalışma ile bu durumlarla ilişkilendirilmiş psikokinetik etkiler rapor edilmiştir. EKG izlemesi bireylerin ne zaman söz konusu durumun içinde olduklarını göstermek için kullanılmıştır. Bu noktada deneklere ağzı kapatılmış tüplerde arıtılmış su örnekleri verilmiştir. Bu çalışma beş kişi ile yapıldı ve değişik günlerde toplam on deneme gerçekleştirilmiştir.

Deneklerden büyük bir bardağa konulmuş arıtılmış su örneklerini ellerinde tutarlarken, beş dakika boyunca suya odaklanmaları ve suyun moleküller yapısını düşünceleriyle değiştirmeye çalışmaları istendi.

Bitişik bir odada ise karşılaştırma örneği olarak aynı tür tüplerde aynı su örneğinden bekletildi. Deneklerin elindeki su örnekleri bu işlemden hemen sonra iki metodla analiz edildi.

Birinci teknikle sudaki yapısal değişiklikler 10 saniyede bir otomatik olarak ölçüldü. İkinci teknik ile ise deneklerin odaklandığı suyun biyolojik bir sistemi nasıl etkilediği ölçüldü.

İkinci teknik arıtılmış suyun biyolojik sistemi etkileme yeteneğinin araştırılmasını içermektedir. Önceki araştırmalarda, hissederek yönelimin DNA’da çift yönlü yapısal değişikliğe neden olduğu ortaya konduğundan dolayı, bu kez biyolojik hedefler olarak insan DNA’sındaki yapısal değişimler ele alındı. DNA şekilleri 210 nm’den 310 nm’e kadar UV spektrometre kullanılarak ölçüldü. 260 nm’deki emilme artışının iki DNA iplikçiğinin denötür olması yani birbirinden ayrılması nedeniyle meydana geldiği biliniyor. Sonuçlar 260 nm’deki emilme değerlerindeki yüzdelik değişimler olarak açıklandı. Hem deneye tâbi tutulan arıtılmış suyun hem de yan odadaki suyun emilme ölçüleri 1.0 ml insan DNA’sına eklenmesinden önce ve sonra kaydedildi. 3 arıtılmış örnek ve 3 kontrollü örnek günlük olarak test edildi.

Analizlerinden alınan sonuçlarda deneye tâbi arıtılmış su ile, diğer su örneklerinin emilme değerleri aralarında önemli bir farklılık tespit edildi. Sonuçlar, deneye tâbi tutulan suyun daha yüksek emilme değerleri gösterdiğini işaret ediyordu. Teropatik denekler tarafından işlem gören – biyoenerjiye maruz kalan- su örneklerinde kızılötesi spektrumunda karakteristik değişiklikler oluştuğu gözlenmiştir.

DNA deneylerinin öncelikli sonuçları işaret ediyordu ki arıtılmış su örnekleri emilmede yüzde 0.46 ila 0.36 oranında belirgin bir azalışa neden oluyordu. Etki küçük n’e rağmen ciddi anlamda önemliydi. Sonuçlar, bu deneklere verilen suyun DNA’nın anlık gerilimlerinin tersine dönmesine yani emilmenin azalmasına fayda sağladığını ifade ediyor. Bu araştırmalar, biyoenerji ile yapısı değiştirilen suyun, bitkilerin ve memeli hücrelerinin gelişiminde farklılık meydana getirdiğine işaret eden önceki araştırmaların bir uzantısı niteliğinde sonuç vermiştir.

Ve işte bu hususa işaret eden bir hadis:

İbni Ömer radyallahuanh anlatıyor:

“Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki: “Cibril aleyhisselâm bana bir ilaç öğretti… Bu bütün hastalıklara devadır… Ve dedi ki: “Ben bu ilacı Levh-i Mahvuz’dan istinsah edip yazdım.” (ilacı şöyle tarif etti:) “Dam üzerinden akmayan yağmur suyundan temiz bir kaba alırsın… Üzerine Fatiha suresini yetmiş kere okursun… Bir o kadar da Ayetü’l-Kûrsi’yi, bir o kadar kul euzu Bi-Rabbi’n-Nas’ı, La-ilahe illAllahu vahdehu la şeriyke lehu, Lehul mülkü ve Lehul hamdu yuhyiy ve yumiytu ve Huve hayyun la yemutu Bi-yedikel hayr, ve huve alâ kulli şey’in Kadiyr’i okur… Sonra yedi gün oruç tutar ve her gün bu su ile orucunu açar.” (Rezin)

Daha önce de birçok Web sitesinde yer verilen haberlerle, Japon araştırmacı Dr. Masaru Emoto’nun yaptığı çalışmalarla su kristallerinin dua okumadan önceki biçimi ile duadan sonraki biçimi yanısıra, dinletilen müziğe veya yer sarsıntılarına göre sergilediği çarpıcı görüntüler yeralmıştı. Dr. Emoto fotoğrafını çektiği su kristallerinin görüntüsüyle, su moleküllerinin insan sözünün içeriğinden ve çevrede olup-bitenden nasıl etkilendiğini ortaya koymuş ve pozitif duygularla yönelinen suyun paralel reaksiyonlar verdiğini kanıtlamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder