27 Nisan 2009 Pazartesi

A’RAF’IN RİCALLERİ

A’RAF’IN RİCALLERİ

A'RAF'IN RİCALLERİ

HAKAN YILMAZ ÇEBİ CAFER İSKENDEROĞLU

"DÜŞÜNEN ve HAKİKATLERE

UYANAN İNSANLAR ÇAĞI"

!..

Kitabın kapağında yer alan A'raf yani Tuva Vadisinde bulunan Tepe'deki görüntünün yanında yüzlerce görüntü var. Şimdilik gizli tutuyoruz!!! Museviler bu bölgeye (Urfa ve civarı) hacı olmaya geldiklerinde Tepe de tecelli etmiş Ahirzaman Peygamberi Nebiler Nebisi Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) görüntüsüne bakarlar, bu görüntüyü O'nu (sav)geldiğinde tanımak için belleklerine kazırlardı.

" O kendisine kitap verdiğimiz ümmetlerin alimleri O'nu (Hz. Muhammed'i), KENDİ OĞULLARINI TANIDIKLARI GİBİ TANIRLAR. Böyle iken içlerinden bir takımı hakkı bile bile gizlerler. (Bakara/146)

Peki bu görüntü nerede?!


Bismillahirrahmanirrahim

"Ve beyne huma hicap ve alel A'rafi ricalün ya arüfane küllen bi sima'yhum ve nadev ashabel cenneti en selamunaleyküm lem yedhuluha ve hüm yetmeun"

Ve beyne huma hicap

İki taraf arasında perde açığa çıkar

Ve alel A'rafi Ricalün

Tepeler üstünde Allah'a yakın kimseler

Ya Arüfüne küllen bi simayhum

Hepsini simalarından bilirler

Ve nadev ashabel cenneti

Onlar cennetliklerdir

En selamunaleyküm

Birbirlerine selamunaleyküm derler

Lem yedhuluha ve hüm yetmeun

Dahil olmamışlardır, beklerler

ELMALILI HAMDİ YAZIR'IN ÇEVİRİSİ:

ARTIK İKİ TARAF ARASINDA BİR PERDE ve A'RAF ÜZERİNDE BİR TAKIM İNSANLAR Kİ HER BİRİNİ SİMALARIYLA TANIRLAR. CENNET EHLİNE "SELAMUNALEYKÜM" DİYE SESLENMEKTEDİRLER Kİ BUNLAR ÜMİT ETMEKLE BERABER HENÜZ ONA GİRMEMİŞLERDİR.

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARININ ÇEVİRİSİ:

İKİ TARAF (CENNETLİKLER VE CEHENNEMLİKLER) ARASINDA BİR PERDE VE A'RAF ÜZERİNDE DE HERKESİ SİMALARINDAN TANIYAN ADAMLAR VARDIR Kİ;BUNLAR HENÜZ CENNETE GİRMEDİKLERİ HALDE (GİRMEYİ) UMARAK CENNET EHLİNE "SELAM SİZE!" DİYE SESLENİRLER.(Ankara 2005, Prof.Hayrettin Karaman, Prof. Ali Özek, Prof. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Mustafa Çağrıcı, Prof. Sadrettin Gümüş, Doç.Dr Ali Turgut)

HEYETİN DİP NOTU:

( A'raf cennetle cehennem arasında yüksek bir alandır ki, sevapları ile günahları eşit olanlar Allah'ın dilediği bir zamana kadar buruda kalacaklar; daha sonra Allah'ın affına nail olarak onlarda cennete gireceklerdir.)

(...)

HAKİKATLERE UYANMA ZAMANI

(....)

Arf; Sırt, tepe. Özel manası Cennetle Cehennem arası bir yer.Ayrıca Arf, herhangi bir yüksek yer demektir ki, bu münâsebetle atın yelesine, horozun ibiğine arf denilmiştir.A'raf, meşhur bir açıklamaya göre Cennet ile Cehennem arasındaki hicabın, surun yüksek tepeleri demek olur. İbni Abbastan sıratın şerefeleri diye bir kavil de mervidir. Fakat Hasanı Basri Hazretleri demiştir ki, A'raf ma'rifettendir. Ve mânâ "Ehl-i Cennet ile ehl-i Nârı simalarından tanımak üzere bir takım rical vardır demektir. Kendisine bu rical "hasenat ve seyyiatları müsavi olan kimselerdir" denildikte dizine vurmuş ve bunlar, demiş, Allah Tealânın ehl-i Cennet ile ehl-i Nârı tanımak ve birbirinden temyiz etmek üzere tâyin buyurduğu bir kavmdir. Vallahi bilmem belki bazısı şimdi beraberimizdedir. (....)

İkincisi, "Bunlar Enbiya, şühedâ, ahyar, ulemâ veya rical suretinde görünür. Melâike gibi dereceleri yüksek bir takım zevattır" ki; bizlerde kitabımızda bu ikinci açıklama üzerinden iz sürüp hakikatleri sizlerle paylaşacağız.

(.....)

ARAF'TAKİ SURETLER

VE O'NLARI TANIYANLAR

İşte, bu sebeple A'raf Suresi 46. Ayeti verilen manasının dışında derin manasıyla da anlamaya çalıştık. Yukarıdaki satırlarda da belirttiğimiz gibi Hasan Basri Hazretlerinin de dizine vurarak bir başka keşifle karşılaştığı gibi Muhyiddin-i Arabi Hazretleri de o pek meşhur sırlara eriştiği yükselişlerinde A'raf suresi 46.ayetle ilgili sırları da fark etmiş, önemli bir rical olmasına rağmen; "A'raf'ın Ricalleri"nden olur muyum diye A'raf da tecelli edecek suretleri aramıştır. Oysa kendisinin de bildiği gibi her sırrın kendine ait tecelli zamanı vardır. Bu tecellileri zamanın elmediğini anlayınca o bölgeden yani Malatya'dan evlenerek bari soyumdan gelenler ondan olsun demiştir ki oğlu Sadettin burada yaptığı evlilikten doğmuştur.

Şimdi buruda asıl soru şu? Hasan Basri Hazretleri gibi Ashab-ı Suffa'dan yani Efendimize ait her sırra, bilgiye erişmeye çalışmış vakıf insanlar ve Muhyiddin-i Arabi gibi keşif ehli insanlar için bu A'raf meselesi tüm boyutlarıyla nasıl bir araştırmaya dönmüş acaba (!)

A'raf Neresi ?..

Şimdi TUVA vadisiyle ilgili ayetleri incelediğimizde bu Kutsal Vadi'de Cenab-ı Mevla'nın Kudretinden bir nebze tecelli ettiğini, Tur'da yani Dağ'da da da seslendiğini anlıyoruz. Ve yine tefsir kaynaklarına göre Hz. Musa İsrailoğullarına Peygamber olarak gelmesinin ardından 70 kişilik bir seçilmişler topluluğuyla hareket ediyor. Peki bu 70 kişilik seçilmişler topluluğu kelime manası olarak da övülmüş, sena edilmiş olan TUVA Türkleri mi?!

Bunun için herhalde Hz. Musa'nın yanındaki Türkler isimli başlı başına bir çalışma yapmak gerekiyor.

Evet, bu 70 kişi Ayette de belirtildiği gibi Musa'nın peygamberliğine şehit tutulan O'nun nübüvvet sırlarına vakıf olan Tuva Türklerinden 70 kişi. Tasavvuf alemine giren mana alemininde Efendiler Efendisi Hz. Muhammed'e özel hizmet makamına ermiş 40'lardan sonra gelen 70'ler sözünün de buradan geldiğini düşünüyoruz

Peki bugün bu Vadi, Tuva Türklerinin yaşadığı Ortaasya'daki Özerk Tuva Cumhuriyeti topraklarında mı?..

Höyüğünün Altında Ne Var?!

Bn. Güell, 1953 yılı ile 1960'ların ikinci yarısı arasında Nemrut dağında bir dizi inceleme ve kazı yapmıştır. Araştırma ekibi, dev heykeller üzerinde zor şartlar altında çalışmalar yaptılar. Sıra höyüğe geldiğinde çalışmalarını durdurdular: Bütün yapabildikleri höyüğün altındaki kaya tabakasına ulaşacak şekilde hendekleri kazmak olmuştu. Sanki buranın tabii bekçiliğin yapan dağın yanı sıra, höyük de kendi kendisinin bekçisi gibiydi.

RESİM ALTI: Commegon Krallarına ait olduğu bildirilen bu 3 ton ağırlığındaki devasa heykel aslında Hz. Musa'ya yanındaki yardımcısı kardeşi Hz. Harun'a ait olabilir mi?. Siz hiç günümüzün İslam üzere yaşayan dervişler gibi giyinmiş külahlı-sarıklı krallar biliyor musunuz?.. Yaradan'ın SEBE SURESİ 19'da buyurduğu gibi YERYÜZÜNDE EFSANELERE ÇEVRİLMİŞ HAKİKATLERİ gizlenmiş bir çok uygarlık var! Ve tarihin efsaneden kurtulacağı günler geldi!!!

Nemrut kimdi niçin bu ismi aldı? Şimdi ona bir bakalım.

RESİM ALTI: Sakın bu Arslan; üzerindeki 19 yıldız A'raf Suresinde tepelerdeki işaretleri ortaya çıkaracak birbirlerine selamunaleyküm diyen 19 kişiyi, Hilal ise taşıyacakları Resuallah sancağını mı temsil ediyor olmasın?!

Benzer bir durumda Mısır'daki Firavun IV. Amenofisi'i sembolize eden "19 ışınlı küre" neyi ifade etmektedir…?

Kızıl Kum tepesi- Höyük'ün Sırrı

Ebu Hureyre'den, Resulallah Efendimiz (sav); "Eğer ben Musa'nın gömüldüğü o yerde sizinle birlikte bulunsaydım O'nun yol kenarındaki Kızıl Kum tepesinin altında olan kabrini muhakkak sizlere gösterirdim."

"Resulullallah Efendimiz Miraç gecesi, Musa Aleyhisselam'ın kabri yanından geçirildim ayakta namaz kılıyordu. (Buhari-Müslim)

Şimdi gelelim kitabın başından beri anlatmaya çalıştığımız mevzuyu deşifre etmeye:

Elimizden geldiğince önünüze getirdiğimiz malzemeden de anlaşılacağı gibi;

1- A'raf 46. Ayetin ikinci manasında vurgulandığı gibi yeryüzünde bir tepe ve bu tepe üzerinde bir takım ricalin, Allah'a yakın kimselerin bildiği işaretler mi var?..

RESİM ALTI: Vadiye işlenmiş resmin üzerindeki Arapça Muhammed yazısına dikkat!

2-Bu işaretler TA-HA Suresi 12. Ayette geçen Tuva Vadisinde mi?..

3- Tuva Vadisi Nemrud Dağında mı?..

4-Burada Hz. Musa'nın Kabri mi var?..

5- Hz. Musa'nın Kabri Kızıl Kum Tepesi-Höyük'te mi?..


RESİM ALTI: Hz. Musa'nın Kabri burada. Ebu Hureyre'den, Resulallah Efendimiz (sav); Eğer ben Musa'nın gömüldüğü o yerde sizinle birlikte bulunsaydım O'nun yol kenarındaki Kızıl Kum tepesinin altında olan kabrini muhakkak sizlere gösterirdim.

6-Hz. Musa'nın Kabri orada olduğuna göre KUTSAL TABUT da orada mı?!

Şimdi içimden bir ses okuyucu adına bu soruyu sormayacaktın diyor? Öyleyse cevabını vermeden önce kısaca Kutsal Tabut'u hatırlayalım:

"Peygamber onlara şunu da söylemişti: - Talut'un, Musa'ya verilen Tabut'u (sandığı) getirmesi padişahlığın alametidir. O Tabut'da, Rabbiniz tarafından size manevi bir kuvvet ve Musa ailesiyle Harun ailesinin arkaya bıraktıkları Tevrat levhalarından arta kalanlar vardır. Melekler onu taşıyacaktır. Şüphesiz ki bu Tabut'un size gelmesi, peygamberin sözünün doğruluğuna delildir, eğer iman getirenlerdensiniz."

(BAKARA/ 248)

Ahd-i Atik Sandukası, Kuran'da belirtildiği gibi, Allah'ın "inananlar için bir delili" (Bakara Suresi, 248) olmasından dolayı, uzun yıllardan beri tüm inananlar tarafından bulunmaya çalışılmaktadır. Bu kadar detaylı araştırmalar sonucunda hala bulunamamış olması ise ahir zamanın birçok alametinin gerçekleştiği dönemimizde bulunabilecek olmasının bir işaretidir.

"Mehdi, Tabut-u Sekine'yi (Kutsal Sandığı) Taberiye Gölü'nden çıkaracak." (Ikdı'd Dürer, sf.51-a)

Daha önceki www.hakanyilmazcebi.com'daki yazılarımızda Taberiye gölü havzasının Arapça "t, b,r, y" harflerine benzediği, haliyle gölün bu harfleri içeren havzasının KUTSAL TABUT'un gölle ilgili (TABERİYE) şifresi olduğuna dikkat çekmiştik.

Kutsal Tabut'un havzası içersinde olduğu söylenen yukarıda da grafikle dikkat çekilen Taberiye Gölü'nün uydudan tesbit edilen görüntüsü. Aynen yukarıda da belirtildiği gibi Arapça t, b,r,y şeklinde kıvrılıyor...

Artık iş tüm dünya medyasının gözlerinin önünde ahir zaman emanetçileri TÜRKLER olarak kutsal emaneti çıkarmaya geliyor... Tabutla ilgili hiçbir şey kamuoyundan gizlenmeden, şeytani oyunlara gelmeden İZN-İ İLAHİYLE...

Zamanını 4 Hilal ve 4 Yıldızlı Kutbu olan SEYYİD AHMED TURAN Hazretleri tarafından zahiri ve mana aleminde yetiştirilen Hava Kuvvetlerinden emekli Cafer İSKENDEROĞLU ve yine Ahmet Turan Hazretlerine doğduğunda EMANET EDİLEN Gazeteci-Yazar Hakan Yılmaz ÇEBİ, BİNLERCE YILDIR GİZLENEN HAKİKATLERİ "A'RAF'IN RİCALLERİ" KİTABI ve MPL TV HAZIR KITA PROGRAMINDA ALLAH'IN YERYÜZÜNDEKİ ORDUSU TÜRK HALKINA EMANET EDECEKLER!..

SIFFIN SAVAŞINDA HZ.ALİ'YE VERİLEN SANCAK ARTIK 23.KATEGORİ'DE TÜRKLERE EMANET EDİLDİ!..

İNŞALLAH ŞEYTANİ BAZI BADİRELERDEN SONRA

2015 "BÜYÜK TÜRKİYE"NİN UFKU AÇILIYOR

DÜŞÜNEN İNSANLAR ÇAĞINA HOŞGELDİNİZ!..


KİTAP'TAN ÖZEL BİR NOT DAHA

"İnsanoğlu bir gün gelecek uzayda seyahat edecektir. Merihe uğradıklarında benim onlara bırakmış olduğum bazı iz ve işaretleri göreceklerdir."

Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'nin yukarıdaki sözü evren içerisinde seyahat ettiğinin bir işaretidir. Bu zat gibi daha nice insan-ı kamiller evren içerisinde halifelik görevlerinden evrenle ilgili almış oldukları emirleri yerine getirmek için seyahatler yapmıştır. Bu insanların harika hallerini ve yaşayışlarını ileriki sayfalarda örnekleyeceğiz.

İşte o işaretlerden bazıları:


ALINTIDIR..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder