8 Haziran 2008 Pazar

MEHDİ'NİN ÇIKIŞ YERİ VE ZAMANI

Hazreti Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, geçmişle, gelecekle ve ahiret hayatı ile ilgili meseleler hakkında haber verirken tesbihler kullanmıştır.
Burada 7 bin yıldan kasıt, dünyanın gerçek yaşının 7 bin yıl olduğu değildir. (Allahualem Arapça) O zaman, 7 bin yıl ile ilgili rivayetler, bir takvim başlangıcı gibi insanlık tarihinde çok önemli bir olaya, mesela tufandan sonra insanların yerleşik hayata geçmelerine ve dünya hayatının bariz bir veche ile yeniden başlamasına ait başlangıç olabilir.Yani, o tarihten itibaren, insanlık tarihi adeta yeniden başlamış gibi, sayıları artmaya, şehirleşmeye başlamış olabilir.
Bazı ulemalar, Hazret-i Nuh aleyhisselamdan sonraki devreyi Dünyada insanlık tarihinin yeniden başlaması olarak adlandırmışlardır. Nasıl Hıristiyanlar, Miladi 1987 yıl öncesinde önemli bir olay olmuş kabul edip, bir tarih başlangıcı meydana getirip ondan evvel, ondan sonra diyerek bir zaman belirlemesi yapıyorlarsa, aynı o şekilde rivayette, belirli bir vakti tesbit için, takvim başlangıcı gibi 7 bin yıl evveli ve sonrası şeklinde bir tarih zamanlamasına işaret ediyor olabilir. Yani, dünyanın ömrü 7 bin yıl olsa, ben onun şu tarihindeyim dense, belirli bir tarih zamanlaması yapılmış olur. İmam Rabbani Hazretleri Mektubat 'ta şu rivayeti nakletmiştir.
Takriben 124 bin tane peygamberimiz gelip geçti.
Mektubat-i Rabbani, 1/354
Hz. Ademden itibaren Resullah efendimize kadar 124 bin peygamber gelip geçmiştir. Başka bir rivayette İmam-ı Rabbani hazretleri şöyle buyurmuştur:
Böyle aradan "1000 senenin" geçtiği vakit, geçen ümmetlerde Ulü'l azm bir peygamberin geldiği vakittir. .
Mektubat-i Rabbani, 1/495
Normal olarak her 100 sene de bir peygamber, 1000 sene de de Ulü 'l azm bir peygamber gelmiştir.
Her 100 senede bir peygamber geldiğini kabul etsek, Hz. Adem aleyhisselam efendimizden, Hz. Resulullah efendimize kadar: 124.000x 100= 12.400.000 (onikimilyon dörtyüzbin= sene olması gerekir.)
Demek ki peygamberimiz (s.a.v.) dünyanin ömrü 7 bin yıldır derken dünyanın gerçek yaşını değil, insanlık tarihi için önemli bir hadisenin baslangıç zamanını kasdetmiştir (Allahualem)
Ahmet İbni Hanbel ilel inde nakletti. Dünyadan beş bin altı yüz yıl geçmiştir.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, 89
Daha önceki hadislerle dünyanın ömrünün 7 bin yıl oldugunu görmüştük. Burada ise Efendimize kadar 5 bin 600 yıl geçtiği belirtiliyor. Bu rivayete göre Ümmet-i Muhammed 'in ömrü Hicri 1400 yılına kadardır. (7000-5600=1400)(Allahualem)
Abdullah (r.a) dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir... Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah O günü behemehal uzatır.
Sünen-i Tirmizi 4/92
Hz.Ali 'den rivayet olduğuna göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış ta olsa, Allah (cc) benim Ehl-i beytimden bir zatı gönderecek.
Sünen-i Ebu Davud, 5/92
İbn-i Mace ve Ebu Naim, Ebu Hüreyre 'den tahric ettiler, o dedi, Peygamber (s.a.v) buyurdu: Eğer dünyadan bir gün kalsa, Allah o günü uzatır ve Ehl-i Beytimden birisini Melik kılar.
Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Muntazar, 10 El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 27 Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s.437
Biraz önceki rivayetlerden ve şartlardan anladığımız kadarıyla Hicri 1400 yılı aynı zamanda Hz. Mehdinin çıkış yılıdır. Hicri 1400 yılına girmeye dünya günü olarak 1 gün! bile kalsa, vazifeye hazır bekleyen Mehdinin vazifesini yapması için, kıyamet belirli bir zaman ertelenecektir. (Allahualem)
İbni Abbas 'dan sahih olarak nakledilen şöyle bir rivayet vardır, O dedi ki; Dünya yedi gündür, Her bin gün bin yıl gibidir ve Resulullah (s.a.v.) 'de onun sonunda gönderildi.
Dakkak b. Zeyd-ü Cüheni 'den rivayet ettiler. Ben gördüğüm bir rüyayı Resulüllah (s.a.v.) 'e anlattım. Bu rüyada Peygamber (s.a.v.) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi: O buyurdu ki, Yedi basamaklı gördüğün minber şu dünyanın ömrü olan yedi bin senedir. Ben de O 'nun son bininde olacağım.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89
Bu rivayetlerden de anladığımız kadarıyla ümmetin ömrü Hicri 1400 yılına kadardır. Hicri 1400 yılında O (bin yıllık) bir gün bitmiş oluyor. Halbuki ümmet o bitiş gününde halen vaadedilen Hz. Mehdi (a.r.)yi bekliyordu. O zaman O (bin yıllık) bir gün uzatılarak, Hz. Mehdi (a.r.)nin vazifesini yapmasına müsait hale getirilecektir.
İmam Rabbani, Mehdi'nin peygamberimizin vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir.
Ancak beklenen odur ki; aradan bin sene geçtikten sonra bu saklı devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla... Böylece kemalatin aslı zuhur edip onun zilletini örte.. Ve nisbet-i aliyyenin mürevvici Mehdi gelsin. Allah ondan razı olsun.
Mektubat-i Rabbani, 1/569
Şeriatın teyit hasletleri, milleti tecdidi bu ikinci bindedir. Bu davanın doğruluğuna adil şahid: İsa'nın (a.s.) Mehdi'nin (r.a.) bu bin içinde var oluşlarıdır.
Mektubat-i Rabbani 1/611
Resulullah (s.a.v.)in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (s.a.v.)in irtihali üzerinden binsene geçtikten sonra isterse az olsunlar. Onların pek kemalli olmaları şunun içindir ki: Şeriatın takviyesi, pek tamam tekliyle hasıl ola. Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdi'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulüllüh (s.a.v.) müjdelemiştir. İsa (a.s.) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir.
Mektubat-i Rabbani 1/440
Peygamber Efendimiz'in vefatından bin sene geçtikten sonra ikinci bin yılına girilir. İmam-ı Rabbani Hazretlerinin yukarıdaki izahlarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz.Mehdi (a.r.) gelecektir. Bunun için en uygun zaman 1400-1600 yılları arasıdır. Bu seneler ikinci bin yılının tam ortasıdır. 1400'den 1500'e kadar İslamın hakimiyeti, 1500-1600 yılları arasında da bozulma ve kıyamet beklenecektir.
Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek fakat bin beşyüz (1500) seneyi aşmayacaktır.
Kıyamet Alametleri, 299
Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar"isimli kitabından nakil Beddiüzaman Said Nursi Hazretleri de, ümmetin galibiane ömrünün 1506 yılına kadar olacağını bildirmektedir.
"... Birinci cümle, binbeşyüz (1500) makamiyle ahir zamanda bir taife-i mücahidinin (din için çalışanların, cihad edenlerin) son zamanlarına; ve ikinci cümle, binbeşyüzaltı(1506) makamile galibane mücahedenin tarihine.... işaret eder. (...) bu tarihe kadar (1506) zahir ve aşikarane, belki galibane devam edeceğine remze yakın ima eder."
Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 46
İmam Suyuti (r.a) dahil bir kısım ulema bu ümmetin icabet ömrünün (Hicri) 1500 yıllarına kadar devam edeceğine daha sonra da bozulmanın başlayacağına (Allahualem) diyerek işaret etmektedirler.
Sahih kaynaklı Hadis-i Şeriflere göre Hz.Mehdi (a.r.) zuhur ettikten sonra 40 sene yaşayacaktır. Hz.İsa (a.s.) efendimiz hakkındaki Hadis-i şeriflerde de O'nun yeryüzünde kalış müddedinin 40-45 sene olacağı bildirilmektedir. Bunun bir kısmını Hz.Mehdi (a.r.) ile Hz. İsa (a.s.) efendilerimiz beraber yaşayacaklardır; bu da yaklaşık 7-10 senedir. Bu bilgilere göre Hz.Mehdi (a.r.) ve Hz.İsa (a.s.) efendimizin vefatına kadar olan 1475-1480 senelerine gelinmiş olacaktır. Bu tarihten 1500'e kadar devam eden 20-25 yıllık bir süre de vaziyetin muhafazasına çalışıldığı bir devre olacaktır.
Bu rivayette de Mehdi'nin yüzyıl başında zuhur edeceği bildirilmektedir.
Zira onun (Hz. Mehdi'nin ) zuhuru, yüz başlarında olacaktır.
Mektubat-i Rabbani
Yukarıda izah edildiği gibi, İmam Suyuti hazretlerinin rivayetine göre Ümmet-i Muhammed'in ömrü 1500 (binbeşyüz) seneyi aşmayacaktır. Hicri 1500 yılına ulaşmaya bir yüzyıl başı kalmıştır. O da Hicri 1400 yılı başlarıdır.
Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Kıyamet, yeryüzünde Allah'a ibadet edilmeyen bir yüz sene geçmedikçe kopmaz.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiiyy-il Ahir Zaman , 92
Yukarıdaki rivayetlerin işaretlerinden saadetli bir yüzyıl geçtikten sonra ve yaklaşık bir yüzyıl zulmün, küfrün hakim olduğu devre geçtikten sonra kıyamet beklenecektir.
Yapılan hesaplar, Mehdi ancak Hicri 14. asrın başlarında çıktığı taktirde doğrulanacaktır. Ümmetin ömrü Hicri 1500 senesini aşmayacağına göre, Mehdinin Hicri 1400'ün başlarında gelmesi gerekmektedir.
El-Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, 494 Ramuz: El -Ahadis 508 (Ibni Mace-Tabaranai 'nin Kebiri


MEHDİ'NİN ÇIKIŞ YERİ
Hz. Mehdi Hilafet Merkezinin Eskiden Bulunduğu Yerden Çıkacaktır
Ahir zaman hakkındaki rivayetlerin merkez noktasını Mehdiyet teşkil eder. Ahir zamandaki önemli olayların çoğu Mehdiyet etrafında gelişir. Ancak bu olayların yerleri hakkında farklı farklı rivayetler mevcuttur. Bediüzzaman bu konuya şu şekilde açıklık getirmiştir:
"Şimdi, Hz. Mehdi gibi eşhasın hakkındaki rivayatın ihtilafatı ve sırrı şudur ki: Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler. Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medine'de olduğundan, vukuat-ı Hz. Mehdiyye veya Süfyaniyye'yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler."
Sözler, 359
Bir başka yerde de Üstad konuyu şöyle izah etmiştir:
"Merkez-i Hilafet eski zamanda Irak'da, Şam'da ve Medine'de bulunduğundan raviler kendi içtihatlarıyla daimi öyle kalacak gibi mana verip, "Merkez-i Hilafet-i İslamiye" yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler. Hadisin mücmel haberlerini kendi içtihatlarıyla tavsil etmişler."
Şualar, 492
Yani, Bediüzzaman'ın üstteki ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, ahir zaman hadislerini aktaran alimler, ahir zaman olaylarını kendi dönemlerindeki hilafet merkezlerini esas alarak aktarmışlardır.
Mehdiyet olayının gerçekleşeceği yer olarak, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Ravilerin bu içtihatları da zamanla rivayetlere katılarak günümüze ulaşmıştır.
Ancak, ahir zaman olaylarının vuku bulduğu yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Hilafet Merkezi'nde gerçekleştiğidir.
Bediüzzaman da bu sonuca varmıştır. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi "İstanbul"dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler İstanbul'dadır. Sonuç olarak, halen bu manevi ünvanı koruyan tek şehir İstanbul'dur.
Hz. Mehdi İstanbul’dan Çıkacak ve Hz. Mehdi İstanbul’u Manen Fethedecektir
Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi'nin İstanbul’dan çıkacağını haber vermiştir:
Hz. Katade (ra)'dan rivayete göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mehdi, Medine'den çıkacak ve Mekke'ye gelecek. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar ve o, istemediği halde Rükun ile Makam arasında ona biat edecekler."
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Hz. İbni Amrdan (r.a.) rivayet edilmiştir: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz (altıncısı) medinenin (şehrin)fethi. -Denildi ki : Hangi medine? (Hangi şehir?) -Buyurdu ki: Konstantiniyye.(*) Bu Konstantiniyyenin Mehdi tarafından yapılacak fethidir.
(Kıyamet Alametleri, s. 204 Ramuz-el Ehadis, 296)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder