26 Mayıs 2008 Pazartesi

Allah'i Bilmezlik Cinneti Ve Kuran Düsmanligi


Gönlünü igrenç çikarlari ugruna karartip "kendine tapma çilginligi" kazanmayan herkes, Allah'in varligini sezer ve O'na Inanir. Fakat kalbi taslasmis olanlar, Seytan’in alevden firtinasi önünde sürüklenip, bütün deger yargilarini kaybederken, Allah'in kaçinilmaz varligi karsisindaki inkâr hezeyanlarini sürdürmeye çalisirlar.

Evet, çagimizda modern fizik ve matematik bile Allah'a secde ederken hala uyur-gezer gibi, geçen yüzyilin diliminde yasamak ve "Allah'i bilmezlik" görüntüsünü sürdürmek, kisaca "bunama" ile tarif ettigimiz biyolojik bir ariza ile üstü örtülecek bir hadise olmayip, günümüzde psikiyatri ilminin sahasina giren agir bir akil hastaligidir.

Bu zavallilar, igrenç fitnelerini bütün insanliga yayarak cemiyetleri ve hatta ülkeleri çökertmeye çalisirken, tam anlamiyla Neron'un-Roma'yi yakarken aldigi zevki aliyorlar.

Kur'an'in en büyük mucizelerinden biri "Allah'i bilmezler'in onu hedef seçmeleridir. Ateistler, ruhlarinda seytanin tutusturdugu ölüm alevi ile yeryüzünü perisan etme sevdasina kapilinca, bunu engelleyecek tek gücün Kur'an oldugunu fark edip, hücumlarini ona yönelttiler. Artik onlar için Kur'an'in sesi, hükümleri ve gönüllerde açtigi iman çiçeklerinden daha zararli bir sey düsünülemez. Ve özellikle ruhlari dünya çikarlari ile kirlenmeyen gençlerin Kur'an'a kosmalari onlari çildirtmaktadir.

Oysaki Cenab-i Hak'kin muhtesem sanatini, ezel ve ebedi içine alan akil almaz ilmini temsil eden Kur'an, her türlü metihten ve hatta her türlü savunmadan münezzehtir. Çünkü O'nun verdigi cevaplar, kiyamete kadar devam edecek olan düsmanlarini daha 14 asir öncesinden perisan etmistir. Bu sir asagida siralayacagim özelliklerde yatar:

a- KUR'AN'IN Eskimezligi

Kur'an'in Allah kelami olusunun en açik ispati, onun eskimezliginde odaklanir. Kur'an'la tezad olusturan her eser ve fikir, en fazla 70 yillik bir ömre sahiptir. Bu süreden sonra eskir, yipranir veya terk edilir. Kur'an'a ters düsen her faaliyete getirilen bu ömür, Allah'in zidlara serlere vurdugu “ebter mührü”dür. Bunun en canli örnegini günümüzde yasadik. Marksizm ve ateizm, iki lanetlenmis kardes olarak beraber dogdu ve 70 yillik sefil bir hayattan sonra beraberce öldüler.

Kur'an ise, akil almaz "eskimezlik sirri" içinde her zaman taze ve diri kalirken, yillar geçtikçe daha anlasilir hale gelerek "mucize" oldugunu her asirda ispatladi...

Kuran'i hiç düsünmüyorlar mi? Eger Allah'dan baskasi

tarafindan gönderilmis ofsaydi, elbette onda pek çok

tutarsizliklar bulacaklardi.

(Nisa, 82)

Marksistlerin bir zaman çagin en büyük düsünürü diye kaynak ilim adami ilan ettikleri Roger Garaudy (Reca Carudi), bilindigi gibi Kur'an'in bu sirrini fark etmis ve açik açik, "Bütün fikir cereyanlarini ve düsüncelerini inceledim, bu yoldaki eserlerin tamamini okudum, hepsi her geçen gün degerini kaybetmeye mahkûm fani düsüncelerdir, bunun tek istisnasi Kur'an'dir. O eskimiyor aksine tazeleniyor" diyerek Müslüman olmustur. Bu yüzden bizzat Marksist düsünce ve felsefe açisindan bile en ufak bilgi ve degeri olmayan örümcek kafali, "fosil beyinler"i tasiyan komünist artiklarinin Kur'an'a "su kadar önceki kitap" demeleri O mucizeler denizine bir leke düsürmez. Mevlana Hazretlerinin buyurdugu gibi "Köpeklerin dudaklari degdi diye deniz kirlenmez!"

b- KUR'AN'IN INSAN TARAFINDAN YAZILMASINA IMKÂN OLMAYIS SIRRI

Yüce kitabimiz, 14 asir önce bir tek satirinin, bir tek kelimesinin beser tarafindan yazilamayacagini bizzat ilan etmistir. Çünkü Kur'an; kelime, harf, mana açisindan öylesine iç içe programlanmis bir kâinat sifresidir ki, O'ndan ne bir kelime, ne de bir harf çikartabilir veya ekleyebilirsiniz. O'nun "yediler" ve "ondokuzlar" gibi matematik programi ve 81 harften kurulu yerlesim programi, degistirilemez sekilde bütünlesmistir. Bu sifrelere dair örnekleri önceki yazilarimizda Zafer okuyucularina vermistik.

Asr-i Saadette Kur'an'a ilk kez "beser yazmasi" diyen kisi, Velid bin Mugiyre'dir. Bu kisi, çaginin en usta matematikçilerinden biri olmasina ragmen Kur'an'daki bu sirri görmezlikten gelmis ve gururuna yenilerek inkâra sapmisti.

Cenab-i Hak, yüce kitabinda Velid'i aci bir azapla müjdelemis ve onun 19 ayet içinde bogulacagini bildirmistir. Nitekim Velid bin Mugiyre, daha sonra hatasini anlayarak iman etmek istemis, ancak Allah hidayet kapilarini ona kapadigindan buna imkân bulamamisti. Içine düstügü çikmazlar sonunda bunalima dönüstü ve Velid, kafasini duvarlara vura vura parçaladi. Bu hadisedeki en ibret verici nokta, Allah'in siradan insanlarin Kur'an'a karsi çikmasina hiç önem vermedigi halde, bilim adamlarinin inkârlarina karsi onlara çok agir bedel ödetmesidir.

Günümüzde Kur'an'a karsi çikan gerçek ilim adamina rastlayamazsiniz. Ülkemizde kendini “bilir" sayan ateist aydinlar, Ebu Cehil (cahiller babasi) sinirini asamazlar.

Kur'an'in Allah tarafindan gönderildiginin sayisiz delili vardir. Bunun en net görüntüleri söyle siralanabilir:

1. KUR'AN'IN SÂFIYET SIRRI

Ne kadar çaba gösterilirse gösterilsin, Kur'an'da nazil oldugu çagin yanlis ve primitif ilim kavramlarina rastlamak mümkün degildir. Bu sâfiyet, hem o zamanin yanlis astronomi bilgileri ve saglik ilimleri açisindan, hem de lisan tarzi ve hukukî kaideler açisindan geçerlidir. Mesela o çaglarda olan "kadinlara yazili bir belgede hitap etme yasagi" hemen hemen her konuda kadin ve erkege esit tarzda ve ayni emirlerle hitap etmek suretiyle halledilmistir. (Arapça'da kadin ve erkege hitap tarzi, farkli etimolojik kaidelere tabidir).

Kur'an'da yanlis kaide ve bilgilerin olmayisi dahi, basli basina O'nun Allah'in (c.c.) Kitabi olusuna delildir.

2. KUR'AN'IN ASIRLAR ÖTESINE AIT ilmî GERÇEKLERI YANSITMA SIRRI

“Onlara ne oluyor ki Kur'an’dan yüz çeviriyorlar? Sanki onlar arslandan kaçan ürkmüs yaban esekleri gibi!”

(Müddessir, 49-51)

Eger 14 asir önce gönderilen bir kitapta; Petrolün olusumundan, kara deliklere, kuasarlara ve uzayin manyetik kusaklarina ait en net tarifler varsa, bu mucize nasil inkâr edilebilir? Ve nasil olur da mantigini tüketmis kisiler bunlari görmezlikten gelerek Kur’an’a "insan yazmistir" diyebilirler.

3. KUR'AN'IN HAKIM SIRRI

Hikmetler kitabi olusu ve olaylara mutlak hükmetme sirri sebebi ile Allah Kur'an'a, Kur'an-i Hakîm ismini vermistir, Kur’an, "Ilahî kader ve yaratilis kanunlari merkez kompütürü" diyebilecegimiz Levh-i mahfuz sirri tasidigi için, ona ters düsen insanlar ve toplumlar perisan olmaya mahkûmdur. Kur'an'in bu hakîm sirrini çagimizda çok yakindan seyrediyoruz. Yakin gelecekte bütün dünya çeliskiler içinde olan ekonomik kaosunun Kur'an ekonomisine sarilarak çözülecegini ögrenecektir. Toplumlar, Kur'an'in hakîm sirrini ögrenmemenin bedelini çogu zaman agir ödemis ve bu hatalari yüzünden birçok nesilleri telef etmislerdir.

4. KUR'AN'IN SIFRE SIRRI

Kur'an maddî ve manevî hastaliklarda ona inananlari kurtarici bir güce sahiptir. Bu konudaki modern arastirmalar, yine Zafer yayinlarinda sizlere sunulmustur.

5. KUR'AN'IN, KENDI TARIFI ILE “KALP kulagi VE KALP GÖZÜ”NÜ AÇMA SIRRI

Insanin gerek kendini, gerek kâinati taniyip sezmesi için, kalp gözünün açik, kalp kulaginin çalisir halde olmasi gerekmektedir. Bu özellik insanlarda baslangiçta altinci duygu gibi hissedilir, sonradan derin bir yorum kabiliyetine dönüsür. Iste bu harika kabiliyetin tek kaynagi Kur'an'dir. Ve o sayede Hz. Mevlana, Ahmed Yesevî ve Yunus gibi binlerce sevgi muallimleri yetismistir.

Hiç bir millet Fatih gibi inançlarina saygili bir devlet adamina sahip olmamistir. Siz, isgal ettigi ülkenin baglarina, yedigi üzümün parasini fazlasiyla koyan askerlere rastladiniz mi?

Son asirda pek çok devlet baskani, kiyamete kadar nesillerini geçindirecek serveti baska ülkelerin bankalarina kaçirdilar. Dünyanin en güçlü hazinelerine sahip Sultan Vahdettin ise, “Hazine Beytülmaldir” diyerek cenazesini kaldiracak parayi bile almadan gitti.

Bu örnekler fazilet gösterileri degil, gönülleri Kur'an sirri ile açilanlarin karakter çizgileridir.

Kur'an'in Allah kitabi oldugunu reddetmek, mantik ve akilla alakali olmayip, sadece nasipsizliktir. Diger bir ifadeyle gururun ve dünya çikarlarina esir olmanin çok elim bir karsiligidir. Kur'an'in, Allah kelami oldugunu reddedenlere bir bakin! Içlerinde, bir kisiye bile yardim elini uzatana rastlamazsiniz. Zaten gururlarindan yanlarina varilmaz ki...

6. KUR'AN'IN KÂINAT KITABI OLUS SIRRI

Kur'an'i beser sözü sananlarin en büyük gafletlerinden biri de, O'nu yalniz insanlar arasindaki münasebetleri düzenleyen bir kitap sanmalaridir. Hâlbuki Kur'an, bütün varliklara isik tutan Ilahî bir kanundur. Cenab-i Hak Rahman suresinde kâinatta her varligin bu sirri sezdigini ve onun hükümlerine uyum göstererek varligini sürdürdügünü bildirmistir.

Ateist Kur'an düsmanlarinin bir iddiasi da, Kur'an'in bugünkü hayat düzenine uygulanamayacagi seklindedir. Bunlar Kur'an'in insanlardan ve toplumlardan ne istedigini bilmeyen ve çagimizdaki birçok yanlis uygulamalara bakip, yanlis hüküm çikartan cahillerdir.

Insanin hürriyetine Kur'an gibi isik tutan bir kitap yoktur. Çünkü Allah, insanogluna hiç bir sebeple hapis cezasi verilemeyecegini, hukukuna temel saymistir.

Ekonomisinde, ticarette temel olarak sirketlesmeye zorlayan, çalisma hayatinda isçinin ücretini patron degil, isçinin tayin etmesini tavsiye eden Kur'an'in, degil çagimiza, gelecek toplumlara bile mükemmel prensipler getirdigi kesindir. O'nu yanlis anlayip, yanlis uygulayanlardan elbette Kur'an mes'ul degildir.

Halk ve devlet kavramlarina karsi getirdigi prensip ise, akillara durgunluk verecek kadar kusursuzdur. "Yönetici, seçimle gelir." Zulüm veya suiistimal yapmadikça itaat mecburidir. Ancak zulme karsi suskunluk, büyük bir suçtur.

Kur'an hükümlerini çikarlari istikametinde kutlanmak ise, tam bir fitnedir. Bunlar Kur'an'in topluma yansimasina mazeret sayilir mi?

Hangi doktor hastayi yanlis tedavi etti diye, tibba karsi çikilmistir?

Bugün Kur'an'in topluma yansimasina, iki kadeh raki içilmesini engeller diye karsi çikanlar, isinmak için dünyayi atese verebilecek kadar insafsiz kisilerdir. Sizin zevkiniz ugruna piril piril bir toplum olma sansi feda mi edilmelidir?

Sevgili Zafer okuyuculari, simdi size daha önce vermedigim bir müjdeyi verecegim.

Yüce Islam velîleri, Türk-Islam toplumu Için birbirinden güzel üç müjde bildirmistir. Bunlardan ilki, Anadolu'da kurulacak olan Türk devleti (Türkiye Cumhuriyeti), ikincisi ise 7 Türk devletinin dogusudur. Bu ilk iki müjdeyi birlikte yasadik.

Üçüncü müjde ise, Anadolu'daki Türk-Islam Cemaatinin Kur'an ahlakina kavusacagi ve Kur'an'a göre yasayacagi müjdesidir. Bu müthis güzelligi, bugünkü kavramlardaki Islam devleti sanmayin. Yukarida ayrintilarini anlatmaya çalistigim gibi, gerçek anlamda Kur'an nizamini yansitan örnek bir ülke olacak Anadolu. Çözülmesi imkansiz bir nikah nizami ile, Kur'an ahlakli gençleri ile, hapishanesiz sehirleri ile, yalniz mutlulugun yasandigi bir ülke. Bu müjde, diger iki müjde gibi kader kompütürüne, dönüsü imkânsiz bir biçimde programlanmistir, hiç merak etmeyiniz.

O günler baslayinca, Kur'an aleyhtarlari bile Kur'an'in inceliklerini arayip bulmak için, farkinda olmadiklari bir gayret ve coskunun Içine düseceklerdir.

Kader, böyle bir toplum ameliyatina baslayacagi zaman yaptigi anestezi ile hem yobaz düsünceyi, hem ateist dirençleri silip süpürecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder